Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
1 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Pediatri stajı hakkında bilgilendirme
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
2 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Pediatri kliniğinin ve stajının tanıtımı yapılır. Teorik ve pratik uygulamalar anlatılır. Çocuk ve ailesi ile iletişim kurma konusunda bilgi verilir. |
Pediatri kliniği ve stajı hakkında bilgi sahibi olur |
Hasta dosyası hazırlama
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
3 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Çocuk hastaları değerlendirirken uygun ve eksiksiz bir dosya hazırlanmalıdır. Bu işlemin uygun ve eksiksiz yapılması hem hasta takibinin iyi olması, hem de hekimin adli problemlerle yüzleştiğinde delil olarak kullanılabilmesi açısından çok büyük önem arzetmektedir. |
Çocuk Hastaları değerlendirirken iyi bir dosya hazırlamanın önemini öğretmek. |
Hikaye alma
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
4 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Çocuk hastaları değerlendirmek uygun şekilde hikaye alma ile başlar. Bu işlemin uygun ve eksiksiz yapılması hem hasta takibinin iyi olması, hem de hekimin adli problemlerle yüzleştiğinde delil olarak kullanılabilmesi açısından çok büyük önem arzetmektedir. |
Çocuk Hastaları değerlendirirken iyi bir hikaye almanın önemini öğretmek. |
Çocuklarda nörolojik muayene
|
3 |
Klinik Staj (Teorik) |
5 |
Prof. Dr. Hüseyin Çaksen |
Pediatrik nörolojik muayene, yaşamın ilk iki yılında, 2-4 yaşları arası ve 4 yaş üzeri çocuklarda olmak üzere üç grupta incelenir. 2-4 yaş arasındaki çocuğun nörolojik muayenesi, 2 yaş altındakine yakındır. Nörolojik muayenede öykü önemlidir ve çocuğu gözlenmesi ile başlar. Nörolojik muayene, bilinç durumunun değerlendirilmesi, kafa çiftleri, motor sistem, ekstrapiramidal sistem, duyu ve medulla spinalis muayenesi, spinal kord ve serebellar sistem muayenesini içermektedir. |
Öğrencilerin çocuklarda nörolojik muayeneyi hem teorik ve hem de pratik olarak öğrenmeleri hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
6 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Dolaşım Sistemi Muayenesi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
7 |
Prof. Dr. Mehmet Burhan Oflaz |
Doğuştan ya da edinsel kalp hastalıkları çocuklarda sık görülen patolojilerdir. Multifaktöryel etyolojiye sahip olan bu hastalıklarda iyi alınmış bir anamnez ve bu anamnezdeki kardiyovasküler sistem özelliklerini de kapsayanayrıntılı fizik muayene ile kalp hastalıkları ön tanısı ve ayırıcı tanısı yapılabilir. Pediatrik hastalardaki emmeme, takipne, siyanoz, taşikardi, dispne, senkop, göğüs ağrısı, çarpıntı ve üfürüm duyulması gibi semptom ve bulgular ayrıntılı olarak ele alınmakta ve inspeksiyon, palpasyon, perküsyon ve oskültasyon ile muayene özellikleri anlatılmaktadır. |
Bu dersin amacı, Dönem 4 öğrencilerinin pediatrik hastada kardiyovasküler sisteme yönelik anamnez özelliklerini öğrenmelerini sağlamak,kardiyovasküler sistem fizik muayene usul ve becerilerini öğretmek ve hasta başında yapılan pratik uygulamalarla pekiştirmektir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
8 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Genel Fizik muayene
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
9 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Çocuklarda fizik muayene hastalıkların tanısının koyulabilmesi için hayati önemi haizdir. Çocuklardaki anamnezin bakım verenin özellikleri sebebiyle güvenirlik sorunu içermesi fizik muayeneyi bir parça daha önemli hale getirmektedir. Çocuklarda fizik muayene eksiksiz biçimde yapılmalı ve fizik muayene bulguları muhakkak kayıt edilmelidir. Çocuklardaki fizik muayene vital bulguların değerlendirilmesi ve antropometrik ölçümlerin yapılmasıyla başlamalıdır. Ardından cilt muayenesi ve baştan tırnağa tüm sistemlerin muayenesinin yapılması gereklidir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin çocukların fizik muayenesi ile ilgili kavramları ifade edebilmesi amaçlanmaktadır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
10 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Deri ve ekstremite muayenesi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
11 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Vücudun en geniş ve büyük dokusu olan cilt, birçok hastalığın erken tanısı önemli bulgular sunabilir. Birçok sistemik hastalık ilk bulgusunu cilt üzerinden verebilir. |
Deri, mukoza ve deri eklerinin tanımak; derinin normal görünümü dışındaki bulguları farkedebilmek ve sınıflandırmak, lezyonları tanıyıp tarif edebilmek, bulgularla ayrıcı tanı yapabilmek; ekstremite muayenesinde Kızarıklık, ekimoz, ödem, yürüyüş bozukluğu, konjenital defektler, deformite, kitle, atrofi, hipertrofi, hareket kısıtlılığı, kas gücü ve tonusu anlaması tanıması ve ayırıcı tanıya yapabilmesi |
İdrar muayenesi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
12 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
İdrarın gros incelemesi, santrifüj ederek mikroskopik incelemesi, striple bakılmasını içerir. |
İdrarda oluşan değişiklikler hakkında fikir sahibi olma. |
Batın Muayenesi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
13 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Oskültasyonun palpasyondan önce yapılması bağırsak hareketlerinin uyarılmadan dinlenmesini sağladığı için daha uygundur. Her kadran en az 1 dk.süre ile veya tüm karnın toplam 4 dk.'dan az olmamak üzere dinlenmesi gerekir. Palpasyon turgor muayenesi, yüzeyel ve derin palpasyondan oluşur. Ağrılı bölgelerin bulunması, kitle palpasyonu, organ boyutlarının incelenmesini sağlar. Organ boyutlarının incelenmesinde perküsyon mutlaka palpasyonu tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Karaciğer üst sınırı ve traube alanı perküsyon ile mutlaka değerlendirilmelidir. |
Çocuk hastada karnın topografik anatomisini, inspeksiyon, oskültasyon, perküsyon ve palpasyon yapmayı bilir. Çocukluk çağındaki normalleri bilir ve patolojik durumları ayırt edebilir |
Yenidoğan muayenesi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
14 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Yenidoğan doğumdan hemen sonra ve takip eden günlerde belirli zaman aralıklarında muayene edilmeli ve bulgular postnatal gününe göre değerlendirilmelidir. Yenidoğan bulgularının büyük çocuklardan farklı olabileceği unutulmamalıdır. |
Yenidoğanın muayenesini yaparak normal ve patolojik bulguları ayırt edebilmek |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
15 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Solunum sistemi muayenesi ve tanı yöntemleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
16 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
Ders süt çocuklarının ve büyük çocukların solunum sistemi muayeneleri ve SFT, akciğer grafisi değerlendirme, tüberkülün deri testi, ter testi değerlendirilmesinin anlatılması iki ders halinde anlatılmaktadır. Her iki derste teferruatlı bir biçimde anlatılmaktadır. Pratik uygulamada derste ise teorikte anlatılanların kalıcı olması amacıyla dinleme bulguları ve radyolojik bulguları olan hastalar değerlendirilip gönüllü öğrencilerle solunum fonksiyon testi uygulaması ve değerlendirilmesi muayene pratik uygulama yapılarak gösterilmektedir. |
Öğrencilerin çocuklarda solunum sistemi muayenesi ve sonrasında tanı için gerekli labratuvar ve radyolojik tetkikleri planlamayı ve bu tetkiklerin tanıdaki özelliklerini hem teorik ve hem de pratik olarak öğrenmeleri hedeflenmektedir. |
Periferik yayma ve Kemik iliği değerlendirmesi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
17 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
PY ve kemik iliği yaymaları nasıl boyanır, mikroskopta nasıl hangi büyütmede bakılır ve ne görmek beklenir, kan elemanlarının normal ve patolojik görünümlerinin gösterilmesi, sadece PY ile tanı koyulabilecek hastalıklar, PY nin tam kan sayımı ile benzerlikleri ve farklılıkları. tanıda yayma değerlendirmenin önemi. |
PY ve tüm kemik iliği elemanlarını tanıyıp değerlendirebilme, lökosit formülü çıkarabilme, eritrosit, trombosit ve lökosit hastalıklarıyla ilgili öntanı ve tanıyı destekleyen bulguları değerlendirebilmek, gerekli tetkiklerle bu tanıları destekleyip tanıya gidebilme. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
18 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Epilepsi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
19 |
Prof. Dr. Ahmet Sami Güven |
Epilepsi Özet: Epilepsi, herhangi bir tetikleyici faktör olmadan farklı günlerde ortaya çıkan nöbetlerdir. Yenidoğan döneminde selim seyirli (5.gün konvülsiyonları, familyal neonatal epilepsi) ve epileptik ensefalopatiler (Ohtahara sendromu ve erken myoklonik ensefalopati sendromu) görülür. İnfant döneminde en sık görüleni West sendromudur (infantil spazm, hips aritmi ve nörogelişimsel gerilik). Oyun ve Okul çağında absans epilepsi, benign çocukluk çağı sentrotemporal dikenli epilepsi, oksipital lop epilepsileri (panayiotopoulos sendromu ve Gestaute tipi epilepsi), Lennox-Gestaute sendromu en sık görülenleridir. Adolesan başlangıçlı epilepsilerden ise en sık Juvenil myoklonik epilepsi ve Juvenil absans epilepsi görülmektedir. |
Epilepsi Öğrenim Hedefi: Epilepsi tanımı, yenidoğan döneminden adolesen döneme kadar olan çocukluk çağındaki en sık görülen epilepsiler, bunların tanısı ve ayrıcı tanısı, acil tedavi yaklaşımları, uzun dönem antiepileptik tedavileri bilir. |
Acil çocuk hastaya yaklaşım ve triyaj
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
20 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Çocuk acil hasta değerlendirmesi; Çocuk değerlendirme üçgeni ile başlayıp, birincil, ikincil ve üçüncül değerlendirme ile tamamlanır. Her aşamada değerlendirme, sınıflandırma ve ön tanıya göre gerekli müdaheleler yapılır. |
Acile başvuran çocuk hastanın ilk değerlendirmesini yaparak, hızla sınıflandırabilmesi ve gerekli müdahelede bulunabilmesi hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
21 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Adrenal Yetmezlik + Cushing sendromu
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
22 |
Prof. Dr. Beray Selver Eklioğlu |
Adrenal yetmezlik hipofizer veya adrenal kaynaklı olabilmektedir.Çocukluk çağnda konjenital adrenal hiperplazinin tanınıp uygun şekilde tedavi edilmesi ve yönetilmesi gerekmektedir. Adrenal kriz tablosu ölümcül seyredebileceği için tanınması ve acil tedavisinin planlanması önemlidir. |
Adrenal yetmezlik ve adrenal kriz tablosunu tanımak ve yönetmek |
Konjenital hipotiroidi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
23 |
Prof. Dr. Beray Selver Eklioğlu |
Konjenital hipotiroidi toplumda oldukça sık görülüp önlenebilir zeka geriliğinin önemli bir sebebidir. Yenidoğan tarama programımızla TSH yüksekliği tespit edilen bebeklerde tanının ekarte edilmesi için venöz kanda sT4 ve TSH bakılması gerekmektedir. |
Konjenital hipotiroidiyi tanımak. |
Adolesan ve problemleri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
24 |
Prof. Dr. Beray Selver Eklioğlu |
Adolesan dönem kendine özgü hastalıkları olan bir dönemdir. Sekonder seks karakterlerinin gelişimi ile başlayan bu süreç uzun bir dönemi kapsamaktadır. Döneme özgühastalıkları bulunmaktadır. Erken puberte, gecikmiş puberte, jinekomasti gibi sorunların tanınması ve yönetimi, tedavisinin öğrenilmesi hedeflenmektedir. |
Adolesan döneme özgü fizyolojik gelişimi ve patolojik durumları ayırt edip ayırıcı tanısını yapabilme |
Boğmaca
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
25 |
Doç. Dr. Özge Metin Akcan |
Boğmaca hastalığı, üst üste gelen inatçı ve spazmodik öksürük nöbetleri ile karakterize akut solunum yolu infeksiyonudur. Etken bordetella pertussis olup insanlar bilinen tek konaktır ve çok bulaşıcıdır. Öksüren ergen ve erişkinler bulaş kaynağıdır. Tanı atak anında tipik öksürük nöbetlerinin görülmesi ile konur. Bulaş damlacık yolu veya direk temas ile olur. Dikkat çekici laboratuvar bulgusu lenfosit ağırlıklı lökositozdur. Özellikle altı ayın altında ciddi komplikasyonlarla seyretmektedir. |
Bu dersin amacı, dönem 4 öğrencilerine boğmaca hastalığının tanımı, klinik- laboratuvar bulgularını, komplikasyonlarını, tedavisini ve korunma yöntemlerini öğretmektir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
26 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocukluk çağında akut lösemiler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
27 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Çocukluk çağında akut lösemiler |
|
Çocukluk çağ. Aplastik anemileri ve Fanconi AA
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
28 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Çocukluk çağ. Aplastik anemileri |
|
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
29 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Membran defektleri ile ilgili anemiler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
30 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Membran defektleri ile ilgili anemiler |
|
Diyabet ketoasidoz
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
31 |
Prof. Dr. Beray Selver Eklioğlu |
Diyabetik ketoasidoz, diyabetes mellitus hastalarında tedavi uyumsuzluğu , araya giren enfeksiyonlar gibi |
Diyabetik ketoasidozu tanımak ve acil tedavisini planlamak |
Talasemiler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
32 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Talasemiler |
|
Çocuk sağlığı izlemi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
33 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Çocuk sağlığının korunması ve geliştirilmesi için rutin izlem yapılması gereklidir. Taramalar yenidoğan döneminden itibaren başlayıp adölesan döneme kadar devam etmektedir. Taramalar neticesinde ortaya çıkan sorunların çözümü için ilgili uzmanlık alanlarına hastaların yönlendirilmesi gereklidir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin çocuk sağlığı izlemi ve tarama ile ilgili kavramları sıralayabilmesi amaçlanmıştır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
34 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Solid doku tümörleri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
35 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
nöroblastom, wilms, rabdomyosarkom, ewing ve diğer solid doku tm lerinin semptom, bulgu, görüntülemesi, patolojik tanısı, evrelendirmesi, evreye göre tedavi planı (KT,RT) |
çocukluk çağı döneminde sık görülmemesi nedeniyle tanısı zordur, öntanılarda düşünülmesi önemlidir, tedavi süreci, KT süreci ve surveyi bilmek, ailenin durumu kabullenmesi ve tedaviye hızla başlanması önemlidir. Bir çok bölümle içiçe çalışılması ve iletişim halinde olunması(beyin cerrahi, çocuk cerrahi, girişimsel radyoloi, patoloji, nükleer tıp, radyasyon onkolojisi, göğüs hastalıkları, yoğunbakım ünitesi) |
Primer immün yetmezlik hastalıklarının tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
36 |
Prof. Dr. Sevgi Keleş |
PİY'ler kendi içinde etkilenen hücre ve moleküllere göre farklı alt gruplara ayrılmaktadır. Bu hastalıkların tedavisi hastalığın tipine göre değişmektedir. Bazı tiplerinde koruyucu antibiyotik yeterli olurken ağır formlarında bağışıklık serumu diye bilinen immünoglobülin replasman tedavisi bazı tiplerinde ise kök hücre nakli yapılması gerekmektedir. Hangi hastada hangi tedavinin verileceğine hastanın şikâyetleri, laboratuvar ve genetik testlerin sonucuna göre karar verilmektedir. Özellikle ağır formlarında erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır. Bu hastalar erken tanı konulup uygun tedavi edildiklerinde ise tamamen sağlıklı bir hale gelmektedir. Bu ders ile hangi hastada hangi tedavilerin tercih edilmesi gerektiği hakkında bilgi verilmektedir. |
Dönem 4 öğrencilerinin Primer immün yetmezlilerde verilen tedavilerin neler olduğunu ve ne zaman hangi tedaviyi tercih edilmesi gerektiğini öğrenmesi hedeflenmektedir. |
Kompleman sistemi defektleri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
37 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Kompleman eksiklikleri en nadir bağışıklık bozukluğu olup, tekrarlayan bakteryel enfeksiyonlar ve menenjitlerle seyreder. Tarama testi CH50 dir. Tedavisinde antibiyotik proflaksisi, kapsüllü bakteri aşılaması ve eşlik eden otoimmün hastalığın tedavisi planlanır. |
Kompleman eksikliklerinde klinik ve laboratuvar değerlendirmeyi bilir |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
38 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Febril konvülsiyon
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
39 |
Prof. Dr. Ahmet Sami Güven |
Febril Konvülsiyon Özet: Febril konvülsiyon, çocukluk çağının en sık görülen konvülsiyonudur. Basit ve komplike tip olmak üzere 2 alt tipi mevcuttur ve en sık görüleni basit febril konvülsiyondur. Konvülsiyonun acil tedavisinde ilk tercih antiepileptik Diazepamdır. Uzun süreli tedavide antiepileptik ilaçlar aralıklı (intermittan) yada sürekli (continu) olarak verilir. |
Öğrenim Hedefi: Febril konvülsiyon tanımı, tiplendirmesi, tanı ve ayrıcı tanıları, acil ve uzun dönem tedavi yaklaşımları |
Serebral Palsi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
40 |
Prof. Dr. Ahmet Sami Güven |
Serebral Palsi (SP) Özet: Halk arasında beyin felci yada spastik çocuk olarak bilinen SP, çocukluk çağında en sık disabiliteye neden olan hastalıktır. En sık görülen tipi spastik tipi (kuadriplejik yada tetraplejik tip) görülmektedir.Esas olarak 1.motor nörondaki kalıcı hasara bağlı motor hareket bozukluğu olmakla birlikte epilepsi, hareket bozuklukları, görme, işitme, öğrenme, psikiyatrik ve ortopedik pek çok problemler beraberinde görülebimektedir. Bundan dolayı hastaların takip ve tedavisinde primer Çocuk Nöroloji uzmanı ve bunun yanında, Göz, KBB, FTR, Çocuk Psikiyatri ve ortopedi gibi pek çok branşların bir arada olduğu geniş bir çalışma grubunu içermelidir. |
Öğrenim Hedefi: Serebral palsinin tanımı, sınıflaması, klinik bulguları, eşlik eden somptom ve bulguları, ayrıcı tanısı, tedavisi ve izlemi |
Toplum kökenli pnömoni ve komplikasyonları
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
41 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
Toplum kökenki pnömoni; Kişinin toplumda günlük yaşamı sırasında ortaya çıkan pnömonidir . Hastaneye yaış öyküsünün olmadığı 15 günden kısa öyküsü olan, Öksürük,takipne,retraksiyon bulguları, Toplumdan kazanılmış ve Bilinen etkenlerle olan pnömonidir.Çocukluk çağı pnömonilerinin en sık görülen nedenleri bakteriyel ve viral ajanlardır. İnsanlar tek kaynaktır. Bulaş, damlacık infeksiyonu yoluyla olur. Kapalı alanlarda, kalabalık yaşam koşulları doğrudan geçişi arttırır. Pnömoni komplikasyonları; Akciğer absesi, Pnömatosel, Uygunsuz ADH sekresyonu, Solunum yetmezliği, Kalp yetmezliği, Plevral efüzyon, ampiyem, Pnömotoraks, Miyokardit, Bronşektazidir. Parapnömonik efüzyon: Pnömoniye eşlik eden plevral sıvı birikimi, Ampiyem ise Pnömoniye eşlik eden plevral sıvının iltihap “püy” şeklinde olmasıdır. Tanı USG ile kour. Torasentez ile ampiyem transuda ayrımı yapılır. |
Pnömoni ve toplum kökenli pnömoni tanımı, yaşlara göre sık görülen etkenleri bilme, risk faktörlerini bilme, tedavi ve korunmayı öğrenme. Pnömoni komplikasyonlarını öğrenme bunlardan abse ve parapnömonik efüzyon ve ampiyem tanı ve tedavisini öğrenme |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
42 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuk istismarı
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
43 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Çocuk istismarı fiziksel, psikolojik, cinsel istismar ve ihmal başlıkları altında incelenmektedir. Herbir istismar türü için altta yatan nedenler ve bu istismarların sonuçları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Çocukların istismardan korunmaları çocuk sağlığının korunması çerçevesinde sağlık profesyonelleri tarafından tanınmalıdır. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin çocuk istismarı ile ilgili kavramları tanımlayabilmesi amaçlanmıştır. |
Üriner sistem enfeksiyonu
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
44 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Üriner sistemin herhangibir yerinde oluşan enfeksiyon. Küçük çocuklarda böbrek hasarı gelişebilir. |
ÜSE'den şüphelenme, tanısını düşünüp erken tedaviyi başlatabilme |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
45 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Akut romatizmal ateş
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
46 |
Prof. Dr. Tamer Baysal |
Akut romatizmal ateş (ARA); A grubu beta hemolitik streptokokların neden olduğu boğaz enfeksiyonlarının geç komplikasyonu olarak ortaya çıkan immünolojik bir yanıttır. 6-15 yaş arasında daha sıklıkla görülür. Birden fazla sistemi (kalp, eklem, beyin, cilt) tutabilen bir hastalıktır. 2015 yılında revize edilmiş yeni tanı kriterlerine göre tanı konulur. Kalp tutulumu tek sekel bırakan yerdir, diğer tutulumlarda sekel kaldığı görülmemiştir. S koresi varlığı tek başına tanı koydurur. Kalp ve eklem tutulumları için anti-enflamatuvar tedavi (steroid/salisilat) verilir. Hastalık geçtikten sonra sekonder korunma önemlidir. |
Hastalığın majör ve minör bulguları hakkında bilgi sahibi olma, tanıyabilme ve primer/sekonder önlemlerini yapabilmeleri hedeflenmektedir. |
Miyokardit - Kardiyomiyopati
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
47 |
Prof. Dr. Tamer Baysal |
Miyokardit; kalp kasının inflamatuvar bir hastalığıdır. Akut, subakut ve kronik olabilir. Miyokardı fokal veya diffüz tutabilir. En sık viral nedenlerden dolayı meydana gelmekle birlikte diğer enfeksiyöz (bakteri, mantar, parazitoz) ve non-enfeksiyöz (ilaçlar, romatolojik hastalıklar) nedenler de akılda tutulmalıdır. Miyokarditin kliniği genellikle yaşa bağlı farklılıklar gösterir: bebeklerde genellikle akut ve fulminan bir tablo gösterir, okul çağı çocuklarda da akut seyreder, ancak fulminan değildir, adölesanlarda ise genellikle asemptomatik seyredip klinik olarak idiopatik dilate kardiyomyopati ile başvurabilir. Kardiyomiyopati (KMP); Kalpte fonksiyon bozukluğu ile birlikte seyreden, kalp kasının primer hastalıklarına kardiyomiyopati denir. Anatomik ve fonksiyonel özelliklerine göre 3 tiptir: Dilate, hipertrofik ve restriktif. Dilate KMP en sık KMP tipidir, sistolik fonksiyonlarda bozulmayla seyreder, diğer adı konjestif kardiyomiyopati de denir. Hipertrofik KMP sıklıkla ailesel geçişli kalp kası kalınlığının artışı ile giden bir KMP tipidir. Restriktif KMP; nadir görülür atriyumlar geniş, ventrikül genişliği normaldir (çoğu zaman atriyumlar ventriküllerden daha geniş görülür). Restriktif KMP nin konstriktif perikardit ile ayırıcı tanı yapılması önemlidir. |
Miyokardit; acil durum ve semptomatik olanlarında ön tanısını konulup ilk müdehaleyi yapabilmesi hedeflenmektedir. Kardiyomiyopati; Üç çeşit kardiyomiyopatinin (Dilate, Hipertrofik ve Restriktif) ayırımını, kliniğini, tanısının nasıl konulacağını bilmesi ve tedavi yaklaşımları hakkında bilgi sahibi olması hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
48 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Alt Gastrointestinal Kanama
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
49 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Treitz ligamentinin distalinden olan kanamalardır. Yenidoğanda nekrotizan enterokolit, malrotasyon/volvulus, alerjik proktokolite bağlı olabilir. Süt çocuğu döneminde, anal fissür, enfeksiyöz kolit, alerjik proktokolit, invajinasyon, meckel divertikülü sık nedenlerdir. Okul öncesi (2-5 yaş) dönemde, anal fissür, enfeksiyöz kolitler, polipler, meckel divertikülü, Henoch-Schönlein purpurasına sekonder oluşabilir. 5 yaşından büyük çocuklarda ise anal fissür, enfeksiyöz kolitler, inflamatuvar bağırsak hastalığı, polipler, Henoch-Schönlein purpurası en sık nedenleri oluşturur. Tanı ve tedavinin yönetimi altta yatan hastalığa yöneliktir. |
Tanımını, nedenlerini bilir. Anamnez, fizik muayene ile ön tanılar oluşturarak yönetebilir. |
Üst Gastrointestinal Kanama
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
50 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Treitz ligamenti (duedenojejunal bileşke) proksimalindeki kanamalardır. İlk değerlendirmede öncelik; ciddi bir kanama olup olmadığının ve hastanın hemodinamik durumunun değerlendirilmesi ve stabilize edilmesidir. Stabilizasyonun sağlanmasının ardından nazogastrik tüp takılarak gastrik aspirat değerlendirilir. Ardından nazogastrik drenaja alınarak kanama takibi yapılır. Ardından kanamayı kontrol altına alacak uygun medikal tedavi başlanır. |
Tanımını bilir. Acil durumlarda yaklaşımı bilir ve uygular. |
Yenidoğan sepsisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
51 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Hayatın ilk 28 günü içerisinde, ekzojen veya endojen kaynaklı infeksiyon etkeni ile oluşan
sistemik bir reaksiyon tablosu ve pozitif kan kültürü ile tanımlanan sistemik bir klinik sendromdur. Erken, geç ve çok geç başlangıçlı sepsis olarak sınıflandırılır. Klinik olarak iyi görünmeyen her bebek aksi ispatlanıncaya kadar sepsis kabul edilmeli ve gerekli tetkikler alındıktan sonra zaman kaybetmeden tedavi başlanmalıdır. |
Neonatal dönemde sepsis tanımını ve kliniğini bilmek ve hastaya ilk müdahaleyi yapmak |
Yenidoğan menenjiti
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
52 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Meninkslerin ve santral sinir sisteminin hayatın ilk ayında görülen infeksiyonudur.
Menenjitin en sık görüldüğü dönem yenidoğan dönemidir.Prematür, Düşük doğum ağırlıklı bebekler, Gebelik ve doğum komplikasyonuna sahip bebekler,Erkek bebekler
Santral sinir sistemi defekti olan bebekler (meningomyelosel, dermoid sinüs gibi) de görülme sıklığı artar. lomber ponksiyon yaparak tanı koyulup uygun tedavi uygun zamanda yapılmalıdır. |
Menenjitli yenidoğanı tanıyabilmek ve ilk müdahaleyi yapabilmek |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
53 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Prematüre
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
54 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerine en sık yatış sebebi erken doğan bebeklerdir. Prematür doğumun pek çok nedeni var: anneye ait (preeklampsi, diyabet gibi), fetusa ait (çoğul gebelik, kromozom anomalisi gibi) veya plasentaya ait (plasenta dekolmanı, plasenta previa gibi). Prematür bebekleri bekliyen erken ve geç dönemde pek çok sorun vardır. Erken dönemde: solunum sıkıntısı, hipoglisemi, PDA gibi; geç dönemde ise: ROP, nöromotor gelişme geriliği gibi. Bütün bu sorunların önceden kestirilmesi, olmaması için önlemler alınması ve oluştuğunda da gerekli tedavinin yapılması büyük önem arzeder. |
Yenidoğan döneminin en önemli hastalıklarından olan prematüre bebeklerin tanınması ve gerekli tedavinin yapılması amaçlanır. |
Nefrotik sendrom
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
55 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Böbreklerden ağır proteinüri, kanda protein azalması ve ödemle giden tablo |
NS'den şüphelenme, tanısını koymaya çalışma |
Kalp yetersizliği
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
56 |
Prof. Dr. Mehmet Burhan Oflaz |
Kalp Yetersizliği (KY) kalbin vücudun metabolik ihtiyaçlarını karşılamak üzere pompa vazifesini yapamaması, Sistemik ve Pulmoner Venöz dönüşü yeterince sağlayamaması, Veya her iki durumun birlikte olduğu klinik bir sendromdur. KY çocuklarda çabuk yorulma, beslenme güçlüğü, terleme, büyüme geriliği, hızlı soluk alıp verme gibi semptomlarla prezente olur. Fizik muayenede taşikardi, gallop ritim, zayıf nabız, takipne, akciğerde ral, ronkus ve wheezing duyulabilir (konjestif bulgular), hepatomegali, periferik ödem, jugular venöz dolgunluk olabilir. Klinik olarak tanı konulan olgular istirahate alınarak oksijen desteği sağlanır, monitörize edilir, aldığı çıkardığı takibi, uygun kalori desteği, altta yatan nedenin hızlı araştırılması, medikal tedavi olarakta ön yük azaltıcılar (Diüretikler), artyük azaltıcılar (damar genişleticiler) ve pozitif inotrop etkili ilaçlar kullanılır. Gereken olgularda ventilatör desteği, ECMO ve Ventriküler destek cihazları kullanılabilir. Altta yatan neden cerrahi ile düzeltilebiliyorsa cerrahi işlem yapılır. Altta yatan neden tedavi edilemeyen bir durum ise malesef zamanla kalp performansı düşmekte ve kalp nakli adayı olmaktadırlar. |
Kalp yetersizliğinin semptom ve klinik bulgularını tanıyabilmeli ve ilk acil tedavisini yapabilmesi hedeflenmektedir. |
Perikard hastalıkları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
57 |
Prof. Dr. Tamer Baysal |
Perikard hastalıkları; Kalbin en dış tabakası olan perikardın infeksiyöz ve non-infeksiyöz inflamasyonu / sıvı artışı (Perikarditler), ve perikardın konjenital anomalilerine perikard hastalıkları denilir. Perikardın Konjenital anomalileri: Perikard yokluğu, Perikard kisti. Perikardit; Pariyetal ve visseral perikard yapraklarında inflamasyon ve sıvı artışı olarak tanımlanır. Sıvının niteliği ve etyolojisine göre seröz, seröfibrinöz, pürülan veya hemorajik olabilir. Perikarditin etyolojisi enfeksiyöz (viral, bakteriyel, tbc, mantar, parazit) ve non-enfeksiyöz ( bağ doku hastalıkları, metabolik-endokrin nedenler, hematoloji-onkoloji ve diğer) nedenli olabilir. Kalp tamponatının (Perikard sıvısı çok arttığında kalp sıkışır ve kalbin fonksiyonları bozulur) erken tanınması büyük önem arzetmektedir. Tedavisi acil perikardiyosentezdir. Perikardit hastalarının geliş şikayetleri genelde göğüs ağrısı ve ateş yüksekliği nedeni iledir. Perikarditin en sık nedeni viral nedenlerdir. Perikarditte göğüs ağrısının pozisyonla değişmi; öne eğilince azalır, yatınca veya derin inspirasyonda artar. |
Perikarditte; Acil durumu (kalp tamponatı) klinik ve muayene ile fark edebilmesi ve kısa sürede gereken birime yönlendirebilmeli, acil olmayan durumlarda da göğüs ağrısı ile gelen frotman duyulan olgularda perikardit ön tanısını koyabilmesi hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
58 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Konjenital kalp hastalıkları (Siyanotik)
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
59 |
Prof. Dr. Mehmet Burhan Oflaz |
Konjenital kalp hastalıkları (Siyanotik) |
|
Çocuk Hastalarda Havayolu Yönetimi ve Solunum Yetmezliği
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
60 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Çocuklar erişkinlere göre daha kolay solunum yetmezliğine girerler. Çocuklarda kardiyopulmoner arrestin en sık nedeni solunum yetmezliğidir. Uygun tedavinin bir an önce başlanması hayat kurtarılması açısından önem arzetmektedir. |
Çocuklarda solunum yetmezliği tanı ve tedavisini öğretmek. |
Çölyak
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
61 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Genetik yatkınlığı olan bireylerde buğdaydaki gluten ve arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardaki gluten benzeri diğer tahıl proteinlerinin diyete girmesiyle oluşan, kalıcı intolerans olarak gelişen otoimmün enteropatidir. Sistemik otoimmün bir hastalıktır. Çocukluk çağının en yaygın malabsorbsiyon nedenidir. Tip 1 DM, otoimmun tiroidit, sjögren sendromu, down sendromu, williams sendromu, turner sendromu, selektif IgA eksikliği çölyak hastalığı ile birlikteliği sık olan risk grubu hastalardır. Risk grubu hastalar ve ailede birinci derece akrabalarında çölyak hastalığı olan bireyler taranmalıdır. |
Çölyak hastalığını düşündüren tipik-atipik bulguları bilir, tarama gerektiren durumları bilir, yönlendirir |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
62 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Malabsorbsiyon
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
63 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Karbonhidrat malabsorbsiyonu; batında gaz ve distansiyon, sulu köpüklü ishal, iyileşmeyen perianal dermatit, asidik dışkılama (PH<5), gaytada redüktan madde pozitifliği ile karakterizedir. Beslenmeye ara verilmesiyle ishal düzelir. Protein malabsorbsiyonu; hipoalbuminemi, ödem ve kas güçsüzlüğü ile karakterizedir. Yağ malabsorbsiyonu steatore ve yağda eriyen vitamin eksikliklerine ait klinik bulgulara neden olur. Çocukluk çağı en sık malabsorbsiyon nedeni çölyak hastalığıdır. Çölyak hastalığı her üç besin öğesinin de malabsorbsiyonuna neden olabilir. |
Malabsorsiyon tanımını, yağ-protein ve karbonhidrat malabsorbsiyonunun klinik bulgularını bilir. Sık görülen malabsorbsiyon sendromlarını bilir, tanır ve uzmana yönlendirebilir. |
Prenatal tanı
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
64 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Prenatal tanı doğumsal rahatsızlıkların erken tanınması ve mümkünse önlenmesi amaçlarına yönelik girişimleri ifade eder.Prenatal Tanı Endikasyonları: 1-Daha önceki çocukta veya ailede: Doğumsal defektler, mental retardasyon, kromozom bozukluğu veya bilinen genetik hastalıkları
2-Tekrarlayan fetus kayıpları, 3-Daha önce neonatal ölümler, 4-Konjenital anomaliye predispozan
maternal veya paternal durumlar ve 5-Şimdiki gebeliğinde: Teratojen maddeye maruz kalma, anormal tarama testi sonucu ve ultrasonografik anomali belirteçleri. Her trimesterde farklı testlerle tanıya gidilmeye çalışılır. ikili veya üçlü, dörtlü testler gibi |
Amaç; bebeklerinde tedavisi olanaksız, yaşam boyu ciddi bedensel ve zihinsel özüre neden olabilecek hastalık riski yüksek olan çiftlerin sağlıklı çocuk sahibi olma şansının artırılmasıdır. |
Doğum travması
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
65 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Doğum travmalarının görülme sıklığı 1000 canlı doğumda 2-7. En sık yumuşak doku travmaları görülür ve genellikle zararsızdır. Baş travmalarından en sık görülenler kaput suksadeneum ve sefal hematomdur. Bunlar genellikle spontan iyileşir. Oysa subgaleal kanamalar çok daha seyrek olmakla birlikte çok ağır seyredebilir. Servikal sinir paralizilerinden ise en sık görülenleri Erb-Duchene ve Klumpke paralizileridir. Bunlarda genellikle uygun tedavi ve takiplerle iyileşir. Kemik kırıkları içinde en sık görüleni de kılavikula kırığıdır. |
Doğum esnasında meydana gelebilecek yaralanmaları tanımak ve yönetmek. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
66 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Nöromotor Gelişim
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
67 |
Prof. Dr. Hüseyin Çaksen |
Büyüme ve gelişme geriliği farklı iki tablodur. Bazen büyüme ve gelişme geriliği birlikte görülebilir. Gelişme geriliği yönünden riskli çocuklar Denver gelişimsel tarama testi, psikometrik testler, Bayley bebek gelişim ölçeği ve Wechsler-R gibi standardize edilmiş tarama testleriyle değerlendirilir. Bir çocuk 2. ayda yüzüstü pozisyonda başını kaldıramıyorsa veya nesneleri gözle takip etmiyorsa, 6. ayda sırtüstü pozisyonda kafasını kaldıramıyorsa, 9. ayda oturamıyorsa, 18. ayda yürüyemiyorsa veya hiçbir sözcük söylemiyorsa, ve 3. yaşta basit cümleler kurmuyorsa ciddi bir şekilde araştırılmalıdır. |
Öğrencilerin büyüme ve gelişimin tanımını bilmeleri ve çocuklarda mental ve motor gelişim basamaklarını öğrenmeleri hedeflenmektedir. |
Zihinsel Yetersizlik
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
68 |
Prof. Dr. Hüseyin Çaksen |
Mental retardasyon (zihinsel gerilik), olgunluğa erişmeden önce başlayan uyum ve zihin fonksiyon yetersizliklerinin olduğu ortak bir takım bozukluğu ifade eder. Zihinsel gerilik, hafif, orta, ağır ve çok ağır mental retardasyon şeklinde sınıflandırılmaktadır. Mental retardasyonunun konjenital ve edinsel olmak üzere birçok nedenleri vardır. Tanı, klinik bulgular ve zeka testleriyle konmaktadır. Prognoz altta yatan nedene göre değişmektedir. Zihinsel geriliğin kesin bir tedavisi yoktur. Ancak hastada eşlik eden semptomlar tedavi edilebilir. |
Öğrencilerin zihinsel yetersizliğin tanımını, yetersizliğin derecelerini ve zihinsel yetersizliğe neden olan hastalıkları bilmeleri hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
69 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
İnhalasyon tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
70 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
İnhalasyon tedavisi |
|
Kronik öksürük
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
71 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
Kronik öksürük |
|
Hareket ve Denge Bozuklukları
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
72 |
Prof. Dr. Ahmet Sami Güven |
Hareket esnasında amaçlanan hedeflere varmada zorluk, hareketin hızında düzensizlik, postür bozukluğu, anormal ve istemsiz hareketlerin varlığı, hareketi istenilen zamanda yapamama veya normal gözüken hareketin performansında yetersizlikler hareket bozuklukları olarak tanımlanır. Hareket bozuklukları, hiperkinetik (Kore, ballismus, distoni, myoklonus, tremor, atetoz ve tik gibi), hipokinetik (bradikinesi gibi) ve isokinetik (spastisite, rigidite ve ataksi gibi) biçimde olabilir. Primer ve sekonder nedenlere bağlı gelişebilir. Tedavi altta yatan hastalığa göre değişkenlik gösterir. |
Öğrencilerin çocuklarda hareket bozukluğunun tanımı, sınıflamasını ve ana başlıklar halinde nedenlerini bilmeleri hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
73 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Konjenital kalp hastalıkları (Asiyanotik)
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
74 |
Prof. Dr. Mehmet Burhan Oflaz |
Doğumsal kalp hastalıkları birçok farklı nedenle ortaya çıkabilen (multfaktöriyel) kalbin anatomik ve fonksiyonel işlev bozukluklarına yol açan hastalıklardır. Bu hastalıklar septal defektler, büyük damar anomalileri ve valvüler patolojileri içerir. Artmış pulmoner dolaşım ya da azalmış sistemik dolaşımla seyredebilen bu hastalıklarda gelişme geriliği, beslenme problemleri, solunum sıkıntısı gibi semptom ve bulgular görülebilir. Bu hastalıklarda üfürüm en sık karşılaşılan bulgu olup semptoma yönelik anamnez ve ayrıntılı bir fizik muayene yapılması gerekir. Vital bulgular, pulseoksimetri, tansiyon ölçümü, telekardiyografi ve ekokardiyografi yapılarak tanı konulur. Gerek tenının kesinleştirilmesi gerekse de tedavi amacıyla kalp kateterizasyonu uygulanır. Ancak girişimsel müdahalelerle düzeltilemeyen patolojilerde palyatif ya da tam düzeltme amacıyla cerrahi müdahaleler uygulanır. |
Dönem 4 öğrencilerinin doğuştan kalp hastalıklarına yol açan nedenleri ve bu hastalıkların hangi semptom ve bulgularla gelebileceğini, nasıl teşhis edileceğini, ayırıcı tanılarının nasıl yapıldığını ve nasıl tedavi edildiğini öğrenmesi hedeflenmektedir. |
Akut böbrek hastalığı + Kronik böbrek hastalığı
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
75 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
ABH böbrek fonksiyonlarında hızla bozulmayla sonradan ortaya çıkan, KBH ise kalıcı böbrek hasarı ile giden tablodur. |
Akut veya Kronik böbrek yetmezliğinden şüphelenme, tanı koymaya çalışma |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
76 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuklarda İmmünglobulin Tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
77 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Bağışıklık bozuklarının en önemli tedavilerinden biri olup, damar içi ve deri altı uygulama yöntemleri ile kullanılır. Kan ürünü olduğu için olası yan etkiler yönünden yavaş infüzyonla uygulanır ve hasta vital bulgular yönünden dikkatli bir şekilde takip edilir. Tedavi öncesi hasta ve ailesi bilgilendirilmeli ve yazılı onam alınmalıdır. |
Çocuklarda immünglobulin tedavisi endikasyon ve kullanım ilkelerini öğrenir |
Nötropeniler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
78 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
nötropeni tanımı, etyoloji, genetik tetkikler, takip-tedavi planı, yatış endikasyonları, nakil planı |
çocukluk dönemi nötropeni tanımı, hastaların başvuru şikayeleri, ne zaman şüphelenelim, ne zaman ileri tetkik yapalım, genetik değerlendirme hangi hastalara gerekli, ne zaman tedavi verelim, aşılarını yaptıralım mı, nakil kimlere planlanmalı, G_CSF kullanım endikasyonlar |
Pediatrik tromboz
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
79 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
çocukluk çağda yaşlara göre farklı şikayet, semptom ve bulguları değerlendirme. Ayırıcı tanı. Etyolojiye yönelik tetkikler. Tedavi aciliyeti. Takip. |
çocukluk çağında karşılaşılabilecek trombozdan şüphe etme, tanı koyma ve etyolojiye yönelik tetkikler ve tedavisini planlama. |
Çocuklarda Genetik Hastalıklar
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
80 |
Prof. Dr. Hüseyin Çaksen |
İnsandaki genetik hastalıklar üç ana grupta incelenmektedir: 1. Kromozomal hastalıklar, 2. Tek gen (Mendeliyen kalıtım ile geçen) hastalıkları ve 3. Mendeliyen kalıtım ile geçmeyen hastalıklar. Mendeliyen kalıtım ile geçmeyen hastalıklar kompleks kalıtım ile geçen, mitokondri kalıtımı ile geçen, tekrar dizi hastalıkları ve somatik hücre hastalıklarından oluşmaktadır. Somatik hücre hastalıklarının kliniğe en önemli yansıması kanserlerdir. Kanser gelişiminde onkogenler ve tümör supressör genleri olmak üzere iki çeşit gen sorumludur. |
Öğrencilerin genetik hastalıkların sınıflandırılması, kromozomal hastalıklar, tek gen hastalıkları, ve kalıtım modellerini bilmeleri hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
81 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Sinir Kas Hastalıkları
|
4 |
Klinik Staj (Teorik) |
82 |
Prof. Dr. Ahmet Sami Güven |
Sinir-Kas Hastalıkları çok geniş bir hastalık grubudur. Ön boynuzdaki 2.motor ve bundan sonraki kas-sinir kavşağına kadar olan periferik sinirler, kas-sinir kavşağı ve kas hastalıkları olarak sınıflandırılmaktadır. En sık görülen hastalıkları Spinal Musküler Atrofi, Herediter sensorimotor nöropatiler (Charcot-Marie Tooth hastalığı), Guillane-Barre sendromu, Myastenia gravis, Duchenne-Musküler Distrofidir. Hastalıkların tedavileri hastalığa göre değişmektedir. uzun süreli izlemlerde çeşitli ortopedik problemler eşlik edebilmekltedir. |
Öğrenim Hedefi: Sinir kas hastlaıklarından en sık görülenlerin tanısı, eşlik eden somptom ve bulguları, ayrıcı tanısı, tedavisi ve izlemi |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
83 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Trombosit fonksiyon bozuklukları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
84 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
trombosit fonksiyon bozuklukları ne zaman akla gelmeli, hangi tetkikler yapılmalı, tam kan ve periferik yaymanın trombosit açısından yorumlanabilmesi. Glanzman trambastenisi ve Bernard solier sendromu ayırıcı tanısı, aile öyküsü, genetik kalıtım şekli, acildurumlarda yapılacaklar, uzun vadede bizi bekleyen problemler ve çözümleri. |
ön tanı, tanı aşamaları, istenecek tetkikler ve yorumlanmaları, kanama durumunda yapılacak ilk müdahale |
Vazovagal senkop
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
85 |
Prof. Dr. Tamer Baysal |
Çocuklarda en sık senkop nedeni vazovagal senkoptur. Öncesinde göz kararması, kulak çınlaması ve fenalık hissi gibi ön semptomlar sonrasında bilinç kaybı ve tonus kaybı ortaya çıkar ve bayılma gerçekleşir. Konvülziyondan farklı olarak kasılma, göz kayması, inkontinans, köpürme ve postiktal paralizi ve bilinç bulanıklığı olmamaı senkop için tipiktir. Ayırıcı tanıda eğik masa testi kullanılır. |
Bu derste senkop nedenleri ve vazovagal senkop ile ilgili bilgiler tartşılmalıdır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
86 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
EKG
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
87 |
Prof. Dr. Tamer Baysal |
Kalp elektriksel potansiyel üretebilen bir organdır.EKG kalbin ürettiği elektriksel potansiyelin vücut yüzeyinden yazdırılması sonucu elde edilen traselerdir. Normal bir EKG trasesi değerlendirilirken belli bir sistematik içinde ilerlenirse trase normalmi değilmi kolayca değerlendirilebilir.Bu amaçla önce ritm, sonra kalp hızı ,akslar, süreler ve mesafeler hesaplanır. Son olarak T dalga değişiklikleri belirtilir. |
Bu derste öğrenci bir EKG trasesinin normal olup olmadığının ayrımını yapabilecek bilgi düzeyine ulaşmalı. |
Nefritik sendrom
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
88 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Böbrek glomerüllerinde inflamasyonla seyreden bir grup hastalık, en sık APSGN görülür. |
Nefritik Sendromdan şüphelenme, tanısını koymaya çalışma |
Çocukluk çağı megaloblastik anemileri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
89 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Çocukluk çağı megaloblastik anemileri |
|
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
90 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Demir eksikliği anemisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
91 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Demir eksikliği anemisi |
|
Çocukluk çağı kronik karaciğer hastalıkları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
92 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
Çocukluk çağı kronik karaciğer hastalıkları akut viral hepatit, asemptomatik transaminaz yüksekliği, siroz, akut karaciğer yetmezliği kliniği ile başvurabilir. |
Çocukluk çağında sık görülen ve özellikle tedavisi mümkün olan kronik karaciğer hastalıklarını bilir. Kronik karaciğer hastalığı semptom ve bulgularını bilir, uzmana yönlendirebilir. |
Kemik iliği nakli ve gen tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
93 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Kemik iliği nakli ve gen tedavisi |
Kemik iliği nakli ve gen tedavisi |
İntrauterin enfeksiyonlar
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
94 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
İntrauterin infeksiyonlar klasik olarak TORCH (Toxoplazma, Others, Citomegalovirus, Herpesvirus) adı altında özetlense de günümüzde pek çok hastalık tanımlanmıştır. Bu hastalılarda genellikle bebeğe bulaşma gebeliğin erken döneminde olursa daha ağır seyretmektedir.Bu hastalıklar içinde gelişmiş ülkelerde en sık perinatal infeksiyon etkeni Citomegalovirustur. Bu hastalıklar gerek intrauterin gerekse ekstrauterin pek çok bulguyla prezente olabilirler. En önemli bulgular mikrosefali, hidrosefali, serebral kalsifikasyon, koriyoretinit, premature doğum, intrauterin büyüme geriliği şeklindedir. Tanı genellikle serolojik olarak konsa da, en doğru tanı varsa PCR testidir. |
Perinatal dönemde bebeğe bulaşan infeksiyon hastalıklarının tanınması ve gerekirse erken tedavilerinin başlatılması. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
95 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Şok, Septik Şok
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
96 |
Doç. Dr. Abdullah Yazar |
Şok hayatı tehdit edici bir klinik durumdur. Şok tiplerine göre tedaviler değişmektedir. Özellikle septik şok tedavisi ile ilgili sürekli yeni güncellemeler olmakta, ve tedavide değişiklikler olmaktadır. Bu güncellemelerin takibi önemlidir. |
Şokun tanınması ve tedavisinin uygun şekilde yapılmasını öğretmek |
İmmün disregülasyon sendromları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
97 |
Prof. Dr. Sevgi Keleş |
Primer immün yetmezlikler (PİY) de en sık hastaneye başvuru nedeni enfeksiyonlar olsa da bu hastalar immün sitem dengesinin bozulması sonucu alerjik, otoimmün hastalıklar veya maligniteler ile de kliniklere başvurabilir. Bu durum “immün disregülasyon” olarak adlandırılır ve PİY’lerin bir alt grubu olarak değerlendirilmektedir. PİY 'lerde otoimmün, alerjik ve malign hastalıklara sağlıklı popülasyona kıyasla çok daha yüksek oranda rastlanmaktadır. Ülkemizde akraba evliliğinin yüksek oranda olması OR kalıtılan immün disregülasyon sendromlarının ülkemizde sık görülmesine neden olmaktadır. Bu ders ile ülkemizde en sık görülen immün disregulasyon sendromlarındaki klinik ve laboratuvar bulgular ve uygulanan tedavilerden bahsedilmektedir. |
Dönem 4 öğrencilerin hikaye, fizik muayene ve basit laboratuvar tetkiklerde Primer immün yetmezliklerin bir alt grubu olan immün disregülasyon sendromlarını düşündüren bulguları öğrenmesi hedeflenmektedir |
Döküntülü hastalıklar
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
98 |
Doç. Dr. Özge Metin Akcan |
Enfeksiyoz ajanın mikrobiyal toksinlerinin veya enfeksiyoz ajana karşı konakta oluşan immun yanıta bağlı deride görülen patolojik değişikliklere döküntü adı verilir. Çocuklarda en sık hastaneye başvuru nedenlerinden biridir. Etyoloji değişken olup aşı ile korunulabilir döküntülü hastalıklar olduğu gibi ilaçlara bağlı, enfeksiyoz etkenlere bağlı da döküntü görülebilir. Döküntü karakteri tanıda yol gösterici olabilir. Döküntülü hastalığın şiddeti hafif seyirli hastalıktan yaşamı tehdit eden ciddi bir hastalığa kadar değişebilir. |
Bu dersin amacı çocuklarda en sık hastaneye başvuru nedenlerinden olan döküntülü hastalıklarda anamnez alırken nelere dikkat edileceğini öğretmek, lezyonların tanımlamasını yapmak ve ayırıcı tanıya gidilebilimesi için yol gösterici olmaktır. Döküntülü hastalıklarda hangi durumlarda daha dikkatli davranılması gerektiği vurgulanmaktadır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
99 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Yenidoğan resüsitasyonu
|
3 |
Klinik Staj (Teorik) |
100 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Doğumda intrauterin hayattan extrauterin hayata başarılı geçiş için bazı önemli fizyolojik değişikliklerin olması gerekir. Yenidoğanların bazılarında( preterm diyabetik anne bebeği, mekonyumlu bebek vb riskli doğumlarda) bu geçiş normal seyrinde olmayabilir ve değişen derecelerde canlandırma gereksinimi doğabilir. bebeklerin %90 normal doğar ve canlandırma gerektirmez. Canlandırma gereksinimi: %10 olup bunların ancak %1 ileri canlandırma gerektirir.Yenidoğan canlandırmasında doğru ve etkin girişim bebeğin akciğerlerini ventile etmektir . |
Canlandırma gereksinimi olan bebekleri tanımak ve uygun şekilde resüsite etmelerini öğretmek |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
101 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuklarda İleri Yaşam Desteği
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
102 |
Doç. Dr. Abdullah Yazar |
ÇİYD;Yaşamsal faaliyetleri bozulmuşbir çocuğa tıbbi aletler ve ilaçların yardımıyla sağlık aracı veya kuruluşunda yapılan destektir.
Hızlı ve uygun yapılmış bir temel yaşam desteği sonrası etkinliği daha fazladır.
Maske ile solutma, entübasyon, damar yolu, intraosseöz yol açılması, sıvı ve ilaç kullanılması, kardiyoversiyon başlıca uygulanan yöntemlerdir. |
Kalp ve Solunum Yetmezliğini tanıyarak, mevcut tıbbi araç,gereç ve ilaçlarla zamanında ve doğru müdahele edebilmesi hedeflenmektedir. |
Yenidoğan konvülziyonlar
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
103 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Çocukluk çağı konvülziyonlarının en sık görüldüğü yaş grubu yenidoğan dönemidir. Bu dönemde görülen bezı atipik hareketler sıklıkla konvülziyonlarla karışabilmektedir. Gerek bunların konvülziyonlardan ayırımı ve gerekse konvülziyonların anlaşılması oldukça zor olabilir. Bu dönemdeki konvülziyonların tedavisi de özellik arzeder. Bu dönemde geçirilen konvülziyonların morbiditeside yüksektir. |
Yenidoğan döneminde nadir olmayarak görülen ve önemli bir mortalite ve morbidite nedeni olan yenidoğan konvülziyonlarını anlamak ve acil müdahalelerini yapmak. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
104 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Su ve sodyum dengesi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
105 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Su kaybı veya yükü, Sodyum artışı veya eksikliği değişik tablolarda oluşabilir, en sık ishal, kusmada olmakta |
Su ve sodyum dengesindeki bozulmalarda tanıya yönelme, ilk müdahale |
Ürtiker - Atopik dermatit - Anjioödem
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
106 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Ürtiker, deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları belirgin kaşıntılı cilt döküntülerdir. Bir hastalık değil, belirtidir. Toplumun %25'i hayat boyu en az 1 kez ürtiker atağı geçirmiştir.Döküntler bir günden fazla sürmez. Kaybolur ve tekrar vücudun başka yerinde çıkabilir. 6 Haftadan uzun süreli olanlar kronik formlarıdır. Tedavide düzenli ve uzun süreli oral antihistaminikler uygulanır. Anjioödem, derinin daha derin tabakalarını etkileyen ve doku şişliği ile karakterize olan bir hastalıktır. Bazen yalnız başına bazen de ürtikerle birlikte görülür. Genellikle subkutan ve submukozal tabakayı kapsayan, 72 saat içinde düzelen ve lokalize ödemdir. Anjioödem vücudun herhangi bir yerinde görülebilse de en çok yüzde göz kapakları dudak, genital organlar, hava yolları ve gastrointestinal sistemde görülür. Özellikle anafilaksi ve herediter anjioödemden ayırıcı tanısın yapılması önemlidir. Tedavide genellikle kısa süreli oral antihistaminik tedavisi yeterli olur. Atopik dermatit (Egzama), bir çok faktöre (genetik, çevresel) bağlı gelişen kronik bir cilt hastalığıdır. Çoğunlukla erken çocukluk döneminde başlar. En önemli bulgusu cilt kuruluğudur. Kuruluğa bağlı kaşıntı, kaşıntının neden olduğu cilt bariyerinde ve cilt bütünlüğünde bozulma ve atopik dermatite özgü cilt lezyonları gelişir. Öykü, alerjik deri testleri ve spesifik IgE testleri ile tespit edilen faktörlerden uzak durmak; cilt bakımı, lokal steroid tedavileri tedavideki en önemli yöntemlerdir. |
Ürtikeri tanıma, diğer döküntülü hastalıkların ayrıcı tanısını yapabillme, ilk basamak tedavisini uygulayabilme; Atopik dermatiti tanıma, ayrımlarını yapma, ilk basamak tedavisini planlama; Anjioödemi klinik olarak tanıma, diğer akut ödemle seyreden hastalıkların ayrıcı tanısını yapabillme, ilk basamak tedavisini yönetebilme |
Besin alerjisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
107 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Besinlere bağlı ortaya çıkan reaksiyonların tümü istenmeyen besin reaksiyonları olarak adlandırılır. Bu reaksiyonların büyük çoğunluğu besinlerin metabolik ya da toksik etkilerine bağlı olarak ortaya çıkar. Besin alerjisine bağlı klinik belirtiler hafif (ürtiker vb) olabildiği gibi yaşamı tehdit eden ağır reaksiyonlara da (anafilaksi) yol açabilir. Tanıda öykü son derece önemlidir ve gereksiz diyet uygulamaların önüne geçilebilir. Tedavide alerjik besini diyetten çıkarmak genellikle yeterli olur. |
Tanımını yapar. Etiyolojiyi bilir. 3. Semptomları ve muayene bulgularını açıklar. 4. Ayırıcı tanıyı yapar. 5. Tanı yöntemlerini bilir. 6. Tedavisini bilir. 7. Acil müdahale yapılacak durumları bilir. 8. Korunma yöntemlerini açıklar. 9. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında izlemini yapabilir. |
Zehirlenmeler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
108 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Zehirlenme vakalarına Çocuk Sağlığı ve hastalıkları pratiğinde oldukça sık rastlanılmaktadır.Özellikle zehirlenme etkeni tam bilinmiyorsa, hastanın klinik bulgularına göre toksidromların hangisine uyduğu anlaşılabilir. Bazı zehirlenmelerde spesifik antidot tedavileri uygulanır. Mide yıkaması zehirlenmelerde primer bir tedavi yöntemi olsa da korozif madde ile olan zehirlenmelerde mide yıkaması yapılması kontrendikedir. Zehir danısma merkezi aranarak zehirlenme etkeni ile ilgili bilgi alınmadır. |
Zehirlenme ile gelen bir hastaya genel olarak nasıl yaklaşılması gerektiğini öğretmek |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
109 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuk acilde adli tıp sorunları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
110 |
Doç. Dr. Fatih Akın |
Adli vaka, aydınlatılmış onam, çocuk istismarı, ölü duhul ve hekim hasta iletişimi dersin başlıca konularını oluşturmaktadır. |
Çocuk acilde karşılaşabileceği sorunlarla baş edebilme ve adli olguları tanıyabilme, uygun dğerlendirme ve kayıt sistemini ögrenmesi hedeflenmektedir. |
Astım Tanı ve Tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
111 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Astım, çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığıdır. Solunum yollarının kronik inflamasyona bağlı bazen ataklar halinde oluşabilen bronkokonstruksiyonla seyreden obstruktif hastalığdır. Astım atağı özellikle enfeksiyon veya alerjene maruz kalma ve ilaç uyumsuzluğu nedeniyle gelişebilir. Atakta snasında hızlı tedavi Astım semptomları bireyler arasında farklılıklar göstermekle birlikte; en sık hışıltı (vizing), nefes darlığı, dispne, siyanoz hatta sessiz akciğer ile karşı karşıya kalınabilir. Tanı, hastanın öyküsü ve semptomların özelliklerine göre kolayca konulabilir. Solunum fonskiyon testleri, etyolojik faktörleri belirlemek için alerken prick ve spesifik IgE testleri tanıda yardımcı olabilir. Tedavide inhale beta mimetik vekortikosteroidler, lökotrien antagonistleri ve bazı biyolojik ajanlar kullanılmaktadır. Tedavide yakın vital bulgu takibi, inhale betamimetik ve sistemik steroidler, gerekli durumlarda iv magnezyum tedavisi uygulanabilir. |
Astım atağını tanımak ve acil tedavisini yapabilmek; Öykü ve fizik inceleme ile astım kliniğini tanımak, öksürüğün ayırıcı tanısında değerlendirebilmek |
Çocuklarda tamamlayıcı beslenme
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
112 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Çocuklarda beslenme anne sütü ile başlamalıdır. Ancak beslenmenin altıncı aydan sonra anne sütünün yanı sıra tamamlayıcı beslenme ile desteklenmesi gerekmektedir. Tamamlayıcı beslenmeye başlangıç ve sürecin devam ettirilmesi ile ilgili temel kuralların hekimler tarafından bilinmesi ve ailelere bu konuda danışmanlık hizmetinin hekimler tarafından verilmesi önemlidir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin çocuklarda tamamlayıcı beslenme kavramlarını ifade edebilmesi amaçlanmıştır. |
Fagositer sistem defektleri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
113 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Fagositer bozuklar sayısal ve fonksiyonel eksiklikler şeklinde olabilir. Genellikle tekrarlayan cilt ve organ abseleri, lenfadenitler ve göbeğin geç düşmesi şeklinde klinik bulgu verir. Tedavisinde antibiyotik ve antifungal ajanlar, interferon gamma ve kök hücre nakli yapılır |
Doğumsal fagosit bozuklarının klinik ve laboratuvar özelliklerini öğrenir |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
114 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Yenidoğanda respiratuvar distres
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
115 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Yenidoğan bebeklerin yoğun bakım servisine yatışlarının en sık nedeni olan solunum sıkıntıları aynı zamanda bu bebeklerdeki en önemli mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelir. Özellikle 34 haftadan önce erken doğan bebeklerde respiratuvar distres sendrom görülürken, 34-37 hafta arasında erken doğan bebeklerde ise ensık solunum sıkıntısı sebebi yenidoğanın geçici taşipnesidir. 37 haftadan sonra doğan term bebeklerde ise özellikle sezaryen ile doğumlarda da yenidoğanın geçici taşipnesi sık bir solunum sıkıntısı nedeni iken bu bebeklerde ayrıca erken neonatal pnömonide önde gelen bir solunum sıkıntısı nedenidir. Tedavide genellikle oksijen, gerekirse mekanik ventilasyon desteği ve lüzum halinde antibiyotik verilmelidir. |
Yenidoğan bebeklerin yoğun bakım servisine yatışlarının en sık nedeni olan solunum sıkıntılarının ayırıcı tanısını yapabilmek |
Primer immün yetmezlik hastalıklarına giriş
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
116 |
Prof. Dr. Sevgi Keleş |
Primer İmmün Yetmezlikler (PİY) kalıtsal genetik bozukluklara bağlı olarak, immün sistemin işleyişinde bozukluklar ile ortaya çıkan, tekrarlayan enfeksiyonlar, alerjik, romatizmal hastalıklar ve kanser oluşumuna karşı artmış yatkınlıkla karakterize hastalıklardır. Bu hastalıklar nadir görülen hastalıklar olarak bilinmekle birlikte, akraba evliliğinin sık görüldüğü ülkemizde bu hastalıkların sıklığı diğer ülkelerden 5 ile 10 kat daha fazladır. Her ne kadar prognozu kötü hastalıklar olsalar da erken tanı konulması ve tedavisi ile hastalar normal yaşam şansına sahip olabilmektedir. Bununla birlikte bu hastalıklar hakkında gerek hekimlerin gerekse ailelerin farkındalığı çok düşüktür. Bu durum hastaların geç tanı almasına ve tanı aldıklarında organ hasarı gelişmiş olmasına neden olmaktadır. |
Dönem 4 öğrencilerin hikaye, fizik muayene ve basit laboratuvar tetkiklerde Primer immün yetmezlik düşündüren bulguları öğrenmesi hedeflenmektedir |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
117 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuklarda Temel Yaşam Desteği ve Temel ilk yardım bilgisi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
118 |
Doç. Dr. Abdullah Yazar |
Etkin kalp masajı, hava yolu açıklığının sağlanması, bilinç kontrolü,dolaşımın değerlendirilmesi, immobilizasyon temel yaşam desteğinin başlıca uygulamalarıdır |
Kalp ve Solunum Yetmezliğini tanıyarak, mevcut tıbbi araç,gereç bulunmadığı durumlarda mevcut imkanlarla zamanında ve doğru müdahele edebilmesi hedeflenmektedir. |
Aşılar ve Aşı Takvimi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
119 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Genişletilmiş bağışıklık programı aşı ile önlenebilir enfeksiyon hastalıklarının olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla ülkemizde başarıyla uygulanmaktadır. Bu hizmet ülkemizde doğan her bebeğe ücretsiz olarak sunulmaktadır. Aşıların özellikleri ve hangi takvime göre uygulandığını bilmek her hekimin temel ödevlerindendir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin aşılarla ilgili temel kavramları tanımlayabilmesi amaçlanmıştır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
120 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Hücresel immün yetmezlikler
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
121 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
En ağır seyreden doğuştan bağışıklık bozukluğu olup, erken tanı ile etkin tedavi sağlanır. İmmündisregülasyon hastalıkları sıklıkla eşlik eder ve çoğunlukla tedavi kök hücre nakli veya gen tedavisidir. Antibiyotik, antifungal ve antiviral proflaksiler yanında immünglobulin tedavisi yaşam süresini uzatır ve canlı aşılar yapılmamalıdır |
Doğuştan hücresel immün yetmezliklerin klinik ve laboratuvar özelliklerini öğrenir |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
122 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Malnütrisyon ve tedavisi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
123 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Malnutrisyon önemli bir halk sağlığı sorunudur. Primer (alım yetersizliği) ve sekonder olmak üzere ikiye ayrılır. Primer malnütrisyonda üç aydan daha kısa süren sorunlar akut, daha uzun süren sorunlar kronik malnütrisyon olarak tanımlanır. Akut ciddi malnütrisyonlar ödemli ve ödemsiz tip olmak üzere ikiye ayrılır. Çocuklarda malnütrisyon zigotun ana rahmine düştüğü günden itibaren ilk 1000 günde daha sık görülür. Malnütrisyonun takibinde komplikasyonların varlığı tedaviye ışık tutar. Komplikasyon varlığında hastanın hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin malnütrisyonun tanımı, sınıflaması, klinik bulguları, tanı ve tedavisini ifade edebilmeleri amaçlanmıştır. |
Yenidoğan sarılıkları + Neonatal kolestazlı hastaya yaklaşım
|
3 |
Klinik Staj (Teorik) |
124 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Yenidoğan sarılığı yenidoğan bebeklerin en sık hastaneye başvuru nedenidir. Bunun büyük çoğunluğunu da fizyolojik sarılık oluşturmaktadır. Bu kadar sık görülen bir sorunda bilinmesi gereken en öncelikli yaklaşım bunun fizyolojik bir sarılık mı yoksa patolojik bir sarılık mı olduğudur. Ayrıca özellikle kolestazı olan bir bebeğin tanısının erken konması, ayırıcı tanısının yapılması ve gerekli tedavi girişimlerinin bir an önce başlatılması bu bebeklerde oluşabilecek ciddi komplikasyonları azaltacaktır. Çünkü kolestazda önemli olan buna yol açan nedenin bilinmesidir. |
Yenidoğan sarılığı ve özellikle kolestazı olan bir bebeğin erken tanınması, ayırıcı tanısının yapılması ve gerekli tedavi girişimlerinin bir an önce başlatılması. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
125 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Boy kısalığı
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
126 |
Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek |
Normalin varyantı boy kısaılıkları familyal ve konstitüsyonel boy ksaılığıdır.. Patolojik boy kısalıkları endokrin, kromozomal hastalıklar, iskelet displazileri, doku destek bozuklukları, ilaçlari ve psikososyal boy ksaılığı ve sendromik nedenlere bağlı olabilir. Anamnez ve fizik muayene ile oksolojik değerlendirme sonrasında ön tanı ile uyumlu laboratuar analizleri ile kesin tanı konur. tedavi etiolojiye bağlı olacaktır. |
Çocuk ve adoelsanlarda büyüme takibi yaparak büyüme bozukluklarında erken tanı ve tedavi yapabilmek. |
Akut gastroenteritler
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
127 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Akut gastroenterit, çocuk ölümleri arasında önemli bir yer işgal etmektedir. Tanı ve tedavisinde birinci basamak hekimlerinin dikkatli incelemeleri önemlidir. Akut gastroenterit aşılama ve el hijyeniyle büyük ölçüde engellenebilir bir hastalıktır. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri öğrencilerinin, akut gastroenteritin tanımını, tedavisini ve akut gastroenteritten korunmayı ifade edebilmesi amaçlanmıştır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
128 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Turner sendromu
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
129 |
Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek |
Turner sendromu, kromozom anomalisi sonucu ortaya çıkan ve kız çocuklarını etkileyen bir sendromdur; Kıkırdaklardaki gelişme geriliği 4 yaşından sonra belirginleşen boy kısalığına neden olur. Ovaryumunlar oluşumu ve işlevleri yetersizdir ya da hiç görülmez. Östrojen yokluğunun neden olduğu puberte olmaz, primer amenore ve infertilite saptanır. |
Kız çocuklarda büyüme takibi yaparak büyüme bozukluklarında erken tanı ve tedavi yapabilmek. |
Rikets
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
130 |
Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek |
Raşitizm, çoğunlukla D vitamini eksikliğine bağlı olan, genellikle 6-18 aylık çocuklarda görülen kemik hastalığıdır. Klinik olarak hipokalsemik ve hipofosfatemik riketsler olarak sınıflandırılabilir. Konjenital ve akkiz formları vardır.Kemikte mineralizasyon defekti nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş hastalarda uzun kemiklerde şekil bozukluğu olur. Ayrıca ağır hipokalsemi, kalp yetmezliği ve atlantooksipital subluksasyon gibi iskelet sistemi komplikasyonlarına bağlı mortalite görülebilir. |
Özellikle 4ay-3yaş arası çocuklarda iskelet sistemi bozukluklarında erken tanı ve tedavi yapabilmek. |
Çocuklarda trombositopeniler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
131 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Çocuklarda trombositopeniler |
|
Otoimmün hemolitik anemiler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
132 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Otoimmün hemolitik anemiler |
|
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
133 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Diyabetik Anne Bebeği
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
134 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Normal bir hamilelik kendi başına diyabetogeniktir. Diyabetik hamileler metabolik kontrol için daha fazla insüline ihtiyaç duyarlar.Hamile diyabetiklerde metabolik kontrol bozulursa; Fetal hiperglisemi (neonatal hipoglisemi), Fetal hiperinsülinizm (Pankreatik beta hücre hipertrofisi ), Fetal makrozomi,Fetal metabolizma artışı ( Fetal hipoksi),Polistemi/Hipertansiyon-myokard hipertrofisi/ölü doğum gerçekleşebilir. Doğum sonrası bebeğin erken beslenmesi hipoglisemi gelişimini azaltmaktadır. Beslenmeye rağmen hipogliseminin varlığında iv glikoz infüzyonu başlanmalıdır. |
Diyabetik anne bebeklerinde fizyopatoloji, neonatal sorunlar, uzun dönem sorunlar, fizik muayene, erken dönem izlem ve tedavi ile uzun dönem izlemin nasıl olması gerektiğinin öğrenilmesi |
Perinatal Asfiksi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
135 |
Doç. Dr. Nuriye Emiroğlu |
Perinatal Asfiksi, doğum öncesi, sırası veya sonrası ya da bunların kombinasyonu şeklinde fetus veya yenidoğana geçen oksijenin azalması (hipoksi), solunumsal CO2 atılımının azalması (hiperkarbi) ve dokuların ve majör organların yetersiz perfüzyonu (iskemi) sonucu gelişen bir klinik tablodur. Fetal asidoz,5. dk APGAR skoru 0-3 arasında,Hipoksik iskemik ensefalopati bulguları(Tonus değişikliğ,bilinçte bozulma,kovülziyon,çoklu organ tutulumu bulguları) ve Prenatal veya natal öyküde asfiksiyi işaret eden bulgular tanı kriteridir.HİE'de etkinliği kanıtlanmış tek tedavi hipotermi tedavisidir.Bazal vücut asısından 3-4 °C (santral ısı: rektal) düşük, hafif hipoterminin (33-34 °C) nöroprotektif olduğu gösterilmiştir. 48-72 saatlik serebral soğutma sekonder nöronal hasarı engellemek için gereklidir |
Asfiktik doğum risk faktörlerini bilmek, doğum anında gerekli müdahaleyi yapmak ve hipotermi uygulamaya karar verilen hastanın uygun şekilde transferini sağlamak |
Anafilaksi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
136 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Anafilaksi, hayatı tehdit eden ciddi sistemik alerjik reaksiyondur. Çocukluk çağında ensık besinler neden olurken erişkin çağda veno ve ilaç alerjileri ön plandadır. Anafilaksiye neden olan alerjeni bulmak ve ondan uzak durmak, reaksiyon geliştiğinde ise adrenalinle ilk müdahaleyi yapmak hayat kurtarıcıdır. Hastalar ya da yakınları yanlarında mutlaka adrenalin oto-enjektör taşımalıdır. |
Anaflaksi tanır ve acil durumda tedaviyi yapabilir, Anaflaksiden korunmak için gerekli önlemleri alabilir |
Alerjik rinit
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
137 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Alerjik rinit |
Alerjik rinit |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
138 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocukluk çağı merkezi sinir sistemi enfeksiyonları
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
139 |
Doç. Dr. Özge Metin Akcan |
Ensefalit beyin parankiminin inflamasyonundan kaynaklanan bir nörolojik disfonksiyon sendromu olarak bilinir. Nedenler virüsler veya diğer enfeksiyöz ajanlar olabileceği gibi direkt beyin enfeksiyonu olmadan da ortaya çıkabilir, örneğin ADEM veya antikor-ilişkili ensefalit gibi. Tanıda manyetik rezonans görüntüleme, lomber ponksiyon ve elektroensefalogram (EEG) kullanılır. Herpes ensefalitinde tedavi gecikmesinin mortalite ve morbiditeyi arttırdığı gösterilmiştir ve tedavide asiklovir kullanılır. Menenjit beyin ve spinal kordu çevreleyen iki meningeal membranın enflamasyonudur. Mortalitesi ve morbiditesi yüksektir. Güncel aşılma şemaları ile görülme sıklığı azalsa da mortalite ve morbidite oranı yüksektir. Tanı lomber ponksiyon yapılarak BOS incelemesi ile konulur. Tedaviye hızlı başlamak esastır. Tedavide gecikme komplikasyonlarla ilişkilidir. |
Bu dersin amacı dönem 4 öğrencilerine çocukluk çağı merkezi sinir sitemi enfeksiyonlarından ensefalitin tanımı, klinik bulguları, tanı yöntemleri, ilk basamakta yapılması gerekenler ve tedavi planı, komplikasyonları hakkında eğitim vermektir. Bu dersin amacı dönem 4 öğrencilerine çocukluk çağı merkezi sinir sitemi enfeksiyonlarından menenjitin tanımı, klinik bulguları, tanı yöntemleri, ilk basamakta yapılması gerekenler ve tedavi planı, komplikasyonları hakkında eğitim vermektir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
140 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Ateşli çocuğa yaklaşım
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
141 |
Doç. Dr. Özge Metin Akcan |
Ateş infant ve çocuklarda en sık acil servise başvuru nedenidir. Ateş vücut kor ısısının artmasına denir ve rektal ölçüm vücut kor ısısına en yakın ölçümdür. Çocuklarda yaşa göre ateşe yaklaşım farklılık göstermektedir. Ateş bir hastalık değil semptomdur. Antibiyotikler ateş düşürücü olarak kullanılmamalı, ampirik denemelerinden kaçınılmalıdır |
Bu dersin amacı dönem 4 öğrencilerine ateşin tanımını, ölçüm yerlerini, nedenlerini, hangi durumlarda müdahele edilmesi gerektiğini ve nasıl müdahele edilmesi gerektiğini öğretmektir. |
Hipertansiyon
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
142 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Yaşa cinse ve boya göre normal seviyenin üzerinde seyreden tansiyon durumu. |
Hipertansiyondan şüphelenme, ölçerek tanısına yönelme |
Üst solunum yolu enfeksiyonları
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
143 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda en sık görülen enfeksiyon hastalığıdır. Etyolojisinde çoğu zaman viruslar rol oynar. Bu sebeple çoğu hastada antibiyotik kullanımı gerekli değildir. Uygunsuz antibiyotik kullanımının en sık yapıldığı hastalıklardan biri olması hasebiyle ayrıcı tanısının yapılması önemlidir. |
Bu dersin sonunda katılımcıların, akut üst solunum yolu enfeksiyonlarının sınıflamasını, sebeplerini ve komplikasyonlarını tanımlayabilmesi ve hastalara hangi kriterlere göre antibiyotik reçete edilmesi gerektiğini ifade edebilmesi amaçlanmıştır. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
144 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Büyüme ve gelişmenin takibi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
145 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Büyüme bedenin uzay boşluğunda kapladığı alandaki artışı, gelişme organ ve sistemlerin fonksiyonlarında olgunlaşmayı ifade eder. Büyümenin takibi için boy, tartı, baş çevresi gibi antropometrik ölçümler kullanılır. Gelişmenin takibi için hastanın belirli aralıkla muayene edilmesi ve gelişim basamaklarını kazanıp kazanmadığı kontrol edilmelidir. Büyüme ve gelişmenin takibinde ortaya çıkan sorunların erken dönemde tespiti çözüm için anahtar rol oynamaktadır. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin çocuklardaki büyüme ve gelişmenin tanımını yapıp, büyüme ve gelişme takibinin ne şekilde icra edildiğini ifade edebilmesi amaçlanmaktadır. |
Tüberküloz
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
146 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
Erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da tüberküloz hastalığının kesin tanısı mikrobiyolojik olarak basilin gösterilmesi ile konulmaktadır. Basilin gösterildiği durumlarda tanı “bakteriyolojik tanı”,bulguları, TDT/İGST pozitifliği gibi veriler bir arada değerlendirilerek tanı konulur.Erişkinlerden farklı olarak çocuklarda basilin gösterilme oranları oldukça düşüktür. Basilin gösterilemediği durumlarda çocuğun bulaştırıcı tüberküloz hastası ile temas hikayesi, klinik ve radyolojik gösterilemediği durumlarda ise “klinik tanı” adını almaktadır.Hastalar tüberküloz enfeksiyonu ise izoniyazid 10mg/kg maksimum 300mg, hastalık ise ARB negatifse INH, R, P ile ARB pozitifse INH; R, P, E ile tedavi edilir. |
çocukluk çağı akciğer tüberkülozu enfeksiyonu, hastalığı tanım ve bulguları ve tedavi takibini öğrenmek |
Çocukluk Çağı Lenfomları
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
147 |
Prof. Dr. Hüseyin Tokgöz |
Lenfomalar çocukluk çağında lösemilerden sonra 2. sıklıkla görülen malignitelerdir. Bu nedenle iyi bilinmesi gerekir. Geç tanı alması ileri evre hastalarda daha yoğun KT almaları gerektiği için daha ağır seyretmektedir. Hastaya tanı koyma, evreleme, evresine uygun KT düzenlenmsi, tedaviye cevabın takibi, tedavi yan etkileri, tedavi kesmek için gerekli kriterler ve sonrasında relaps açısından takibini içermektedir. |
Lenfoma tanısı koyma, evreleme, evresine uygun KT düzenlenmsi, tedaviye cevabın takibi, tedavi yan etkileri, tedavi kesmek için gerekli kriterler ve sonrasında relaps açısından takibin |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
148 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
İlaç alerjisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
149 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
İlaç alerjisi |
İlaç alerjisi |
Enürezis
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
150 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Daha çok uykuda olmak üzere idrar kaçırma durumu. |
Enürezisten şüphelenme, ayırıcı tanıda düşünme, tedavi ve takibini idare edebilme |
Henoch Schönlain Vasküliti
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
151 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
HSV çocukluk çağının en sık görülen küçük damar vaskülitidir. |
HSV'den şüphelenme, ayırıcı tanıda düşünme, tedavi ve takibini idare edebilme |
İntrauterin büyüme geriliği
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
152 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
İntrauterin büyüme geriliği, yenidoğan bebeklerde oldukça sık görülen bir sorundur. Ayrıca önemli bir hastaneye yatış nedenidir. İntrauterin büyüme geriliği çoğunlukla ya annenin veya bebeğin kimi hastalıklarından dolayı meydana gelir. Bu nedenler gebeliğin erken döneminde oluşursa bebekte genellikle simetrik büyüme geriliğine neden olurken, geç dönemde oluşan sorunlar ise asimetrik büyüme geriliğine neden olur. |
Bu dersin amacı, Dönem 4 öğrencilerinin İntrauterin büyüme geriliği olan yenidoğan bebekleri tanıması, tanımlaması ve gereken acil müdahaleleri yapabilme usul ve becerilerini öğretmektir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
153 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Kistik fibrozis ve Primer Silier Diskinezi
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
154 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
kistik fibrozis genetik geçişli multisistemik bir hastalıktır. Yenidoğanda mekonyum ileusu ve sarılıkla tanı alırkemn sonrasında öksürük bronşit, malnutrisyon, malabsorbsiyon, pseudo-bartter sendromu,sinüzit, bronşektazi, infertilite bulguları vardır. Tanıbulgulara ilave yenidoğan taraması ter testi ve gen analizi ile konur. Primer silier diskinezi de otozomal resessif geçişli bir hastalıktır. Yenidoğan döneminde solunum sıkıntısı, sonrasında otit, sinüzit, alt solunum yolu enfeksiyonları, polip, infertilite, ektopik gebelik bulguları vardır. Tanı kistik fibrozisden komplikedir. Nazal nitrik oksit, elektron mikroskopi, videomikroskop, genetik ile konur |
genetik geçişli akciğer hastalıklarından kiastik fibrozis ve primer silier diskinezinin belirti ve bulguları, tanı ve tedavisi hak |
Kronik İshal
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
155 |
Dr. Öğr. Üy. Aylin Yücel |
2 haftadan kısa süreli ishal akut, 2-4 hafta devam eden ishal persistan, 1 aydan uzun süre devam eden ishal kronik ishal olarak tanımlanır. Çocukluk çağı kronik ishale neden olan hastalıkların fizyopatolojik olarak 4 gruba ayrılır. Osmotik, sekretuar, inflamatuar ishal ve motilite değişikliklerine bağlı ishal. Osmotik ve sekretuar ishalde sulu dışkılama oluşurken bazı anamnez, fizik muayene ve laboratuar tetkikleriyle sekretuar osmotik ishal ayırımı yapılabilir. Kronik ishal ayırıcı tanısında yaş, dışkılama paterni, ayrıntılı beslenme anamnezi, büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi, dehidratasyon bulgularının varlığı değerlendirilmelidir. |
Akut, persistan, kronik ishalin tanımını bilir. Çocukluk çağında sık görülen, kronik ishale neden olan hastalıkları bilir ve uygun şekilde yönlendirebilir. |
FMF
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
156 |
Prof. Dr. Bülent Ataş |
Tekrarlayan ateş ve poliserözitle seyreden, en sık görülen Otoinflamatuar hastalıktır. |
FMF hastalığından şüphelenme, ayırıcı tanıda düşünme, tedavi ve takibini idare edebilme |
Krup sendromları ve akut bronşiyalit
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
157 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
Krup sendromları ve akut bronşiyalit |
|
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
158 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Endokardit
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
159 |
Doç. Dr. Fatih Şap |
Kalp boşluklarının ve kapaklarının iç tabakasının (endokardın) inflamasyonuna endokardit denir. Endokardit non-enfektif [dolaşımdaki immün kompleksler (bağ doku hast), malignansi (karsinomatoz), hiperkoagulabilite durumu] ve enfektif (bakteri, fungus, virüs, rikets) nedenlere bağlı görülür. Enfektif endokardit genelde kalp endokardında konjenital ve sonradan edinilmiş kalp hastalıkları zemininde görülebilmekle birlikte normal kalp zemininde de görülebilir. Bakteriyel endokarditte etken olarak önceleri Streptokokus viridans, Enterokok ve Stafilokokus aureus vakaların %90’ından fazlasından sorumlu idi. Ancak son yıllarda bu oran %50-60’a inmiştir. Mantarlar ve HACEK (Haemophilus, Actinobacillus, Cardiobacterium, Eikenella ve Kingella) gurubu mikroorganizmalar ile olan enfektif endokardit vakaları artmıştır. Enfektif endokardit oluşabilmesi için bakteriyemi (dışardan girişimsel işlem sırasında veya vücudun başka bir enfeksiyon odağından) olması gerekmektedir. Ancak şu unutulmamalıdır ki; en sık bakteriyemi nedenini gingival hastalıklar oluşturur. Subakut vakaların çoğu günlük aktivite (diş fırçalama, kolon ve rektum kanserlerinde barsak hareketleri gibi) sonucunda gelişen bakteriyemilere sekonder gelişir. Bu nedenle ağız hijyeninin iyi tutulması ve dental hastalıkların tedavisi ile bakteriyemi sıklığı azaltılabilir. Özellikle altta yatan kalp defekti olanlarda ateş yüksekliği, yeni bir üfürüm çıkması veya eski üfürümün şiddetlenmesi, halsiz, bitkin, düşkün, kilo kaybı olan çocuklarda enfektif endokardit düşünülmeli, tanı konulması için hızlı davranılmalı ve tedavisi bir an önce başlanmalıdır. Önlem (Profilaksi; enfektif endokarditten kaçınmak için) amaçlı ise girişimsel işlemlerden önce antibiotik kullanılması akılda tutulmalıdır, ancak her şeyden önemlisi ağız hijyeninin iyi tutulması konusunda aile/hasta bilgilendirilmelidir. |
Endokarditin tanısını koyabilmeli, tedavisi ve izlemi hakkında bilgi sahibi olması ve önlem alabilmesi hedeflenmektedir. |
Göğüs ağrısı
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
160 |
Doç. Dr. Fatih Şap |
GÖğüs ağrısı; Göğüs kafesi üzerinde hissedilen ağrı ve rahatsızlık hissi olarak tarif edilir. Çocuk kalp uzmanına gönderilen hastalar arasında ikinci sıklıktadır. Ancak çocukluk çağında kalbe bağlı göğüs ağrısı çok nadirdir (%2-5). Daha ziyade, göğüs ağrısının en sık üç nedeni(%45-65): Kostokondrit, göğüs kafesi sorunları (travma, kas gerilmesi) ve respiratuvar hastalıklardır (özellikle öksürüklü). Tanıda esas olan iyi bir öykü (Şikayetlerin başlama zamanı, Ağrıyı artıran veya hafifleten faktörler, Geçirilmiş kalp hastalığı veya ameliyatları, Ciddi tıbbi problemlerin [diabetes mellitus, astım, Kawasaki, lupus, anemi, Marfan sendromu), Soygeçmiş: Astım, sickle cell hastalığı, ailevi kalp hastalıkları (IHSS, MVP), erken ani ölüm olayları, Ateş, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, gece terlemesi, senkop, çarpıntı gibi şikayetler, Kokain, tütün, oral kontraseptif gibi ilaçlar, Psikososyal stres faktörleri, Çocuğun işi ve katıldığı sportif faaliyetler, Ağrının yemekle ve vücut pozisyonları ile ilişkisi] sorgulanması ve dikkatli bir fizik muayene yapılması önemlidir. Bunlarda herhangi bir bulgumuz yoksa aileye bu durumun masum olduğunu anlatabiliriz, ancak öykü ve muayenede patolojik bir bulgumuz varsa o sisteme yönelik araştırmalarımızı derinleştirip tanı konulmaya çalışılmalı ve tedavi edilmelidir. |
Çocukluk çağı göğüs ağrısında ayırıcı tanı yapıp acil durumla acil olmayan durumu ayırabilmesi, sebepleri hakkında bilgi sahibi olması ve aileye/hastaya öneride bulunabilmesi hedeflenmektedir. |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
161 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Metabolik hastalıklara genel yaklaşım
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
162 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Metabolik hastalıklar tek tek ele alındıklarında nadir görülselerde bir grup olarak değerlendirildiklerinde ciddi bir sağlık sorunu olarak göze çarpar. Metabolik hastalıkların çoğu otozomal resesif kalıtılır. Bu sebeple Türk toplumu gibi akraba evliliklerinin sık yapıldığı toplumlarda ciddi bir sağlık sorunu oluşturur. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin metabolik hastalıkların tanımlamasını, önemini, hangi çocuklarda metabolik hastalık düşünülmesi gerektiğini ve metabolik hastalıklara birincil yaklaşımı ifade edebilmesi amaçlanmıştır. |
Pratik Uygulama
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
163 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Öğrencilerin Hasta Sunumu |
Öğrencilerin Hasta Sunumu |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
164 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Pratik Uygulama
|
4 |
Klinik Staj (Pratik) |
165 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Öğrencilerin Hasta Sunumu |
Öğrencilerin Hasta Sunumu |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
166 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
4 |
Klinik Staj (Pratik) |
167 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
168 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
4 |
Klinik Staj (Pratik) |
169 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
3 |
Klinik Staj (Pratik) |
170 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Bağımsız Öğrenme Uygulamaları
|
2 |
Klinik Staj (Pratik) |
171 |
Öğr. Üyeleri Pediatri |
Poliklinik, Servis |
Poliklinik, Servis |
Çocuklarda GEN Tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Gen tedavisi, genetik hastalıkların iyileştirilmesi amacıyla hatalı genlerin işlevlerinin yeniden düzenlenmesi ya da gen aktarımı yoluyla bu genler sağlıklı olanlarıyla değiştirilmesi planlanmaktadır. Gen tedavisinin temel amacı, hedef hücrelere bir vektör aracılığı ile terapötik geni transfer etmektir. Gen tedavisinde en çok kullanılan vektörler, viral vektörlerdir. Gelecekte önemli bir tedavi seçeneği olacak gen tedavisi hakkında farkındalık sağlamamk amaçlanmıştır |
Gen tedavisi ne olduğu, endikasyonları ve uygulama yöntemleri konusunda genel bilgi sahibi olma |
Humoral immun yetmezlikler
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. İsmail Reisli |
Doğuştan antikor eksikliği en sık görülen bağışıklık bozukluğu olup, hastalar sıklıkla solunum yolu enfeksiyonları ile başvurur. Çoğunda klinik izlem ve antibiyotik proflaksisi yeterliyken, ağır olgularda immünglobulin yerine koyma tedavisi planlanır. Agammaglobulinemi ve yaygın değişken immün yetmezlikte canlı aşılar yapılmamalıdır. |
Doğumsal antikor eksikliklerinin klinik ve laboratuvar özellikleri ile tanı ve tedavi yaklaşımını öğrenir |
Isırık ve yaralanma profilaksisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Doç. Dr. Özge Metin Akcan |
Kuduz insanlık tarihinin bilinen en eski hastalıklarından birisidir. Gelişmekte olan ülklerde en önemli aracı köpeklerdir.Erken ve uygun temas sonrası profilaksi %100 etkindir. Hastalık geliştikten sonra uygulanan tedavilerin etkisi yoktur. Tetanozdan korunmak için yaranın kirli veya temiz oluşuna ayrıca daha önceki aşılama durumuna göre aşı planı yapılmalıdır. |
Bu dersin amacı dönem 4 öğrencilerine ısırılma ile veya herhangi bir nedenle yaralanma ile başvuran çocukta ilk müdahele ve sonraki adımlarda neler yapılacağını öğretmektir. |
Çocuklarda kök hücre nakli
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Şükrü Nail Güner |
Kök hücreler yaşamımız boyunca vücudumuzdaki tüm doku ve organların gelişmesinde ve yenilenmesinde rol oynayan hücrelerdir.Gelişimsel ve doğuştan gelen kök hücre gelişim sorununa bağlı bazı hastalıklara allojenik nakil ile önemli ölçüde sağ kalım sağlanabilmektedir. Özellikle ağır kombine immün yetmezlikle seyreden primer immün yetmezliklerde hastalığın erken tanınması ve kök hücre nakline yönlendirilmesi mortalite ve morbiditeyi oldukça azaltmaktadır |
Kök hücre nakli tedavisinin (KİT) temel mantığı anlaşılması, endikasyonlarının öğrenilmesi, yetkili merkezlere yönlendirilmesi |
Konjenital kalp hastalıkları (Siyonatik)
|
100 |
Preklinik (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Mehmet Burhan Oflaz |
Siyanotik doğuştan kalp hastalıkları arteryel oksijen saturasyonunun %85 ve altında olmasına yol açan kalp patolojileridir. Bu olgularda tanı fetal eko incelemesiyle ya da semptomatik olguların kardiyak yönden değerlendirilmesi ile tanı alır. Bu hastalıklar sıklıkla kompleks konjenital kalp hastalıkları olduğu için erken dönemde grişimsel ya da cerrahi müdahale gerektirmektedir. Bu hastalık şüphesi olan yenidoğanlarda duktusu açık tutmak için prostoglandin E tedavisinin başlanması gerekir ve girişimsel ya da cerrahi düzeltme içeren kardiyak müdahale uygulanır. |
Dönem 4 öğrencilerinin siyanozla seyreden doğuştan kalp hastalıklarına yol açan nedenleri ve bu hastalıkların hangi semptom ve bulgularla gelebileceğini, nasıl teşhis edileceğini, ayırıcı tanılarının nasıl yapıldığını ve nasıl tedavi edildiğini öğrenmesi hedeflenmektedir. |
Vital bulguların değerlendirilmesi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Vital bulgular, vücut sıcaklığı, nabız, solunum sayısı, tansiyon ve oksijen satürasyonu olarak beşe ayrılır. Her bir vital bulgunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Çocuklarda tansiyon, nabız ve solunum sayısı bulguları yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Ölçülen her değerin yaşa göre normal aralıklarda olup olmadığı değerlendirilmelidir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin çocukların vital bulgularının değerlendirilmesi ile ilgili kavramları ifade edebilmesi amaçlanmaktadır. |
Lenfadenopatiye yaklaşım
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Lenfadenopatiler jeneralize ve lokalize olmak üzere ikiye ayrılır. Çocukluk çağında özellikle baş boyun bölgesinde lokalize lenfadenopatilerin görülme sıklığı fazladır. Ayırıcı tanının yapılabilmesi hastaların ileri tetkik için ileri merkezlere sağlıklı şekilde yönlendirilmesi için elzemdir. |
Bu dersin sonunda, dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin çocuklarda lenfadenopatilerin tanımlamasını, sınıflamasını, fizyolojik ve patolojik özelliklerini ifade edebilmesi amaçlanmıştır. |
Bronşiolit, Krup
|
100 |
Preklinik (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Sevgi Pekcan |
bronşiolit 2 yaş altı en sık respiratuar sinsityal virusla gelişen bronşiollerin ödem, inflamasyon, goblet hücre hiperplazisi ile giden ensık görülen hastalığıdır. En önemli bulgusu hafif ateş, burun tıkanıklığından sonra hışıltı ve takipne ile giden bir tablodur. Tedavi semptomatiktir. Isıtılmış nemlendirilmiş oksijen uygulanabilir. İnhale salbutamol, adrenalin yararlı görülürse devam edilir, Tekrarlayan olgularda sistemik steroid verilir. Krup ise stridor ile giden 6 ay- 6 yaşda en sık parainfluenza ile görülen. bir tablodur. Bronşiolitte krupta acilde tanınıp tedaviye başlanır. Krupta tedavide soğuk buhar, adrenalin ve dekzametazon kullanılır. |
bronşiolit ve krup tanıyıp, tedavisini planlayabilme |
Sosyal pediatri
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Sosyal pediatri kavramı çocukların sağlığının korunmasını ve geliştirilmesini ifade eder. Sağlığın korunması, maliyetleri düşürmesi ve topluma yönelik hekimliği desteklemesi bakımından önem arz eder. Sağlığın geliştirilmesi de en az sağlığın korunması kadar önemli bir kavramı ifade etmektedir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin sosyal pediatri disiplini ile ilgili kavramları ifade edebilmeleri amaçlanmıştır. |
Etkin ve başarılı emzirme teknikleri
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Anne sütü almak her bebeğin hakkıdır. Anne sütünün emzirme yoluyla kullanımı çocuklar iki yaşına gelene kadar devam ettirilmelidir. Bu uzun sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için etkin ve başarılı emzirme teknikleri konusunda ailenin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu bilgilendirmeyi yapacak hekimlerin bu konudaki bilgi ve tecrübesinin artırılması ehemmiyet teşkil etmektedir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin etkin ve başarılı emzirme teknikleri ile ilgili kavramları tanımlayabilmesi amaçlanmıştır. |
Baş ve boyun muayenesi
|
2 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Doç. Dr. Ahmet Osman Kılıç |
Baş boyun muayenesi saç ve saçlı derinin muayenesiyle başlar. Gözler, kirpikler ve kaşların muayenesi, kulak muayenesi, dil, dişler, bukkal mukoza, uvula, tonsiller, farenks muayenesiyle devam eder. Boyun bölgesinin yapısal anomalileri, tiroid muayenesi, trakea muayenesi lenfadenopati muayenesi ile tamamlanır. |
Bu dersin sonunda dönem 4 pediatri stajı öğrencilerinin çocuklarıda baş boyun muayenesi ile ilgili kavramları ifade edebilmesi amaçlanmaktadır. |
Yenidoğanda respiratuvar distres
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Hüseyin Altunhan |
Yenidoğan bebeklerin yoğun bakım servisine yatışlarının en sık nedeni olan solunum sıkıntıları aynı zamanda bu bebeklerdeki en önemli mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelir. Özellikle 34 haftadan önce erken doğan bebeklerde respiratuvar distres sendrom görülürken, 34-37 hafta arasında erken doğan bebeklerde ise ensık solunum sıkıntısı sebebi yenidoğanın geçici taşipnesidir. 37 haftadan sonra doğan term bebeklerde ise özellikle sezaryen ile doğumlarda da yenidoğanın geçici taşipnesi sık bir solunum sıkıntısı nedeni iken bu bebeklerde ayrıca erken neonatal pnömonide önde gelen bir solunum sıkıntısı nedenidir. Tedavide genellikle oksijen, gerekirse mekanik ventilasyon desteği ve lüzum halinde antibiyotik verilmelidir. |
Yenidoğan bebeklerin yoğun bakım servisine yatışlarının en sık nedeni olan solunum sıkıntılarının ayırıcı tanısını yapabilmek |
ORS tedavisi
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Vesile Meltem Energin |
Oral replasman sıvısı dehidratasyon tedavisinde ilk seçenektir. Kullanım kolaylığı, invaziv bir girişim olmaması ve tedavideki etkinliği sebebiyle birinci planda tercih edilmelidir. Sağlık maliyetlerinde de önemli oranda azalma sağlayacak bu tedavinin hekimler tarafından bilinmesi önem arz etmektedir. |
Bu dersin sonunda dönem 4 öğrencilerinin ORS tedavisi ile ilgili kavram ve yaklaşımları sıralayabilmesi amaçlanmıştır. |
Genital muayene
|
1 |
Klinik Staj (Teorik) |
200 |
Prof. Dr. Beray Selver Eklioğlu |
Yenidoğan döneminden erişkinliğe geçiş olan ergenlik dönemine kadar genital muayene ve cinsiyet tayini oldukça önemlidir. Özellikle yenidoğan döneminde ambigus genitale ile değerlendirilen hastanın yaşamı tehdit edebilecek tuz kaybı bulgularını iyi değerlendirmek gerekmektedir. |
Pediatri yaş grubu hastaların genital muayenelerinin düzgün bir şekilde yapılmasını öğrenmek. |