Karbonhidrat sindirim, emilim ve kan düzeyleri regülasyonu
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
1 |
Prof. Dr. Ali Muhtar Tiftik |
Gıdalarla günlük aldığımız karbonhidratları tanımak, sindirim ve emilimlerinin nasıl olduğu ile metabolizmasını öğrenmek ve metabolizma bozukluklarında ortaya çıkan sağlık problemleri hakkında bilgi sahibi olmak. |
Günlük gıdalarla alınan karbonhidratlar sindirimleri,emilim ve depolanmalarını öğrenilmesi |
Krebs döngüsü
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
2 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
Sitrik asit döngüsü, karbonhidrat, yağ ve proteinin oksidasyonundaki son yoldur. Bu döngü, bu maddelerin ortak metaboliti olan asetil-KoA’nın sitrat oluşturmak üzere oksaloasetat ile birleşmesini kataliz eder. Sitrat, bir dizi dehidrogenasyon ve dekarboksilasyonlarla yıkı-ma uğratılır ve indirgeyici ekivalanlar ile 2CO2 salınarak oksaloasetat tekrar üretilir.İndirgeyici ekivalanlar, solunum zinciri tarafından okside edilir ve ATP salınır. Yani, bu döngü, ATP üreti-minin ana yoludur ve mitokondri yatağı içinde, solunum zinciri ve oksidatif fosforlama enzimlerine bitişik olarak yerleşmiştir. Oksidasyona ek olarak başka metabolik yolların varlığı nedeniyle sitrik asit döngüsü amfiboliktir. Bu döngü, glukoneogenez, amin aktarma, aminsizleştirme ve yağ asitlerinin sentezine katılır. |
Krebs döngüsünü, bağlantılı olduğu yolların açıklanması, krebs döngüsünün enerji üretimi ve biyosentez fonksiyonlarının öğrenilmesi. |
Solunum zinciri (oksidatif fosforilasyon)
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
3 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin oksidasyonundan serbest kalan enerjinin hemen hepsi, mitokondrilerde indirgeyici ekivalanlar (-H veya e-) olarak kullanıma hazır hale getirilmiştir. Bunlar solunum zincirine akıtılır ve burada, taşıyıcıların yaptığı bir redoks farklanması üzerinden geçirilerek, en sonunda su vermek üzere oksijenle tepkimeye girer.Siyanür gibi çok iyi bilinen birçok zehir, solunum zincirini inhibe ederek solunumu durdurur. |
Solunum zincirinde yer alan kompleksleri ve solunum zinciri inhibitörlerinin öğrenilmesi |
Glikogenez ve Glikogenoliz
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
4 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
1. Glikojen, memeli vücudunda karbonhidratın başlıca depo şeklini yapmakta olup esas olarak karaciğer ve kasta bulunur.
2. Karaciğerde, bunun ana işlevi, kan glukozunu oluşturma yoluyla diğer dokulara hizmet etmektir. Kasta, metabolik yakıtın kullanıma hemen hazır bir kaynağı olarak organın gereksinimlerine hizmet eder. 3. Glikojen, glikogenez yoluyla glukoz ve diğer öncüllerden sentez edilir. Glikogenoliz olarak bilinen farklı bir yoldan yıkılır. Glikogenoliz, glukoz 6-fosfatın varlığı veya yokluğuna bağlı olarak, karaciğerde glukoz ve kasta laktat oluşmasına yol açar.
4. cAMP, fosforilazın etkinleşmesi ve glikojen sentazın inhibisyonunu artırarak, glikogenoliz ve glikogenezin düzenlenmesini karşılıklı olarak ayarlar. İnsülin, glikogenolizi inhibe edip glikogenezi uyararak resiprok şekilde etki yapar.
5. Gerek karaciğer gerek kasta, glikogen metabolizmasında yer alan özgül enzimlerin kalıtımsal eksiklikleri glikogen depo hastalıklarına neden olur. |
Glikojen biyosentez ve yıkım mekanizmalarının kavranması |
Pentoz fosfat yolu ve heksoz metabolizmasının diğer yolları
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
4 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
1. Yağ asiti ve steroid biyosentezi gibi indirgeyici sentezler için NADPH üretilmesi; 2. nükleotid ve nükleik asit biyosentezi için riboz kalıtlarının sağlanması.
3.Alyuvarlarda, bu yolun temel bir işlevi glutatyonu indirgenmiş halde tutmak için gereken NADPH’ı sağ-layarak hemolizi önlemektir. Glutatyon ise, zararlı H2O2 yi hücreden uzaklaştırmada araç olarak kullanılan glu-tatyon peroksidazın bir substratıdır. 4. Sindirim kanalından emilen heksozların miktar olarak en önemlileri glukoz, fruktoz ve galaktozdur. Bunlar sırasıyla, diyetteki nişasta, sükroz ve laktozdan türetilir. Fruktoz ve galaktozun glukoza çevrimi için, özellikle karaciğerde, özgül yollar geliştirilmiştir. |
Pentoz fosfat yolu ve glukoz dışındaki diğer heksozların metabolizmasının öğrenilmesi |
Aminoasit metabolizmasına giriş
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
5 |
Prof. Dr. Mehmet Gürbilek |
Amino asitler beş veya daha az sayıda, enzimle katalize edilen tepkimeleri içeren metabolik yollar üzerinden giderek amfibolik ara maddelerden sentezlenir. Amfibolik ara madde ve bunların dönüştüğü amino asitler, sitrik asit döngüsü ara maddeleri olan alfa-keto-glutarat (Glu, Gln, Pro, Hyp) ve oksaloasetat (Asp, Asn ile glikolitik ara madde olan 3-fosfogliserattır (Ser, Gly). Diğer üç amino asit (Cys, Tyr, Hyl), besinsel olarak vazgeçilmez olan diğer amino asitlerden sentezlenir. |
Aminoasit metabolizmasının öğrenilmesi |
Transaminasyon, deaminasyon ve üre döngüsü
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
6 |
Prof. Dr. Mehmet Gürbilek |
Transaminasyon (amin aktarma), genelde bir alfa-amino asit ve bir alfa-keto asit halinde olan bir amino asit çifti ile bir keto asit çiftini birbirlerine çevirir. İnsanda azot katabolizmasının temel son ürünü olan üre, amonyak, karbon dioksit ve aspartatın amid azotun-dan sentezlenir. Tepkimeler kısmen mitokondri yatağın-da ve kısmen sitozolde gerçekleşir. Amonyum iyonu ve CO2’den karbamoil fosfat sentezi, karbamoil fosfatın sitrüllin vermek üzere ornitin ile kondansasyona uğra-masında olduğu gibi karaciğer mitokondrilerinde ger-çekleşir. Daha sonraki tepkimeler sitozolde olur (sitozolik). Arginazla katalizlenen son tepkime, arginini üre ve ornitine parçalar ve döngüyü tamamlar. |
Transaminasyon, deaminasyon, üre siklusunun öğrenilmesi |
Lipidlerin sindirim ve emilimi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
7 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
1. Lingual Lipaz
2.Gastrik Lipaz
3.Pankreatik Lipaz + KOLİPAZ
4.Kolesterol esteraz ve Fosfolipaz A2 enzimleri
5.Safra Tuzları ve bağırsağın mekanik karıştırma etkisi
6.Kolesistokinin=pankreozimin ( bağısak endokrin hücreleri)
7.Sekretin ( bağırsak endokrin hücreleri) lipidlerin sindiriminden sorumlu enzimlerdir. barsak lümeninde parçalara ayrılan lipidler enterosite absorbe edildikten sonra tekrar sentezlenip, şilomikronlar içinde önce duktus torasikusa sonra dolaşıma geçerler. |
bu derste diyetle alınan lipidlerin sindirim sisteminde parçalayan enzimler ve parçalara ayrıalan lipidlerin absorsiyonu ve enerositten dolaşıma verilmesinin öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Alfa, Beta ve Gama oksidasyon
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
8 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Yağ dokusunda TAG de depolanmış olan yağ asitleri enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere kalp, karaciğer, iskelet kası ve böbrek korteksi gibi hedef dokulara taşınmasına lipoliz adı verilir. Uzun zincirli yağ asitleri omurgalılarda, basta karaciğer ve kas olmak uzere beyin hariç, mitokondrisi olan bütün dokularda CO2 ve H2O ya oksitlenirler. Yağ asidlerinin oksidasyonu, oksidasyonun başladığı C’a göre alfa, beta ve gama oksidasyon olmak üzere 3 çeşittir. Yağ asitlerinin en önemli oksidasyonu beta oksidasyondur. -oksidasyon mitokondride olur. Bu oksidasyonda yağ asitlerinin karboksil ucundan her defasında 2C’lu asetil birimleri koparılır. β-oksidasyon yağ asitlerinin mitokondride 2 karbonlu ünitelere parçalanarak katabolize edildiği, enerji ihtiyacının karşılanmasında çok önemli olan bir ana metabolik yoldur. Sitoplazmada yer alan yağ asitlerinin oksidasyona girmeden önce aktive edilmesi gerekir. Bunun için önce, mitokondri dış zarında bulunan “açil-KoA sentetaz” enzimi aracılığı ile yağ asidine KoA bağlanarak, açil-KoA sentezlenir. aktifleşmiş yağ asitleri karnitin mekiği ile mitokondri içine taşınırlar. oksidasyon 4 safhada cereyan eder:
Oksidasyon
Hidrasyon
Oksidasyon
Tiyoliz
Bu oksidasyon basamaklarından birinde FADH2 , birinde NADH + H+ üretilir. oksidasyon O2 gerektiren aerobik bır islemdir. |
bu derste depo ve diyetle alınan yağ asitlerinin sitoplazmada aktifleşmesi, karnitin mekiği ile mitokondri içine taşınması ve mitpokondri içinde iki karbonlu birimlere parçalanması olayı beta oksidasyon ile daha az önemli olan diğer oksidasyon türlerinin öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Yağ asit sentezi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
9 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Yağ asitleri, hem asetil-KoA’ya okside olur ve hem de asetil-KoA’dan sentez edilir. İnsan için gerekli lipidlerin çogu dısardan sağlanmakla bırlıkte, Lipogenez böbrek, beyin, akciğer, yağ dokusu ve meme bezi dahil birçok dokuda olmakla beraber sentezin meydana geldiği başlıca yer karaciğerdir. Yağ asitleri, Asetil-CoA dan sentezlenirler. Lipogenez Asetil-CoA bırımlerınden palmitat (ve ihtiyaca göre diğer ya.’lerinin) oluşumunu, zincir uzatılması ve desaturasyonunu kapsar.Asetil-CoA birimlerinin sentezi mitokondride yağ asidlerinin sentezi ise sitozolde olur. Dolayısıyle, asetil-CoA birimleri (pruvat oksidasyonu ve aa C iskeletinin katabolizmasından gelen) yağ asidi sentezinde kullanılmak üzere mitokondriden sitozole SİTRAT üzerinden taşınırlar. Lipogenezde NADPH + H+, ATP, Mn+2, Biotin, HCO3 (CO2 kaynağı olarak) ve pantotenik asit gereksinimi vardır. Bu süreçte görevli 2 ana enzim ; Asetil KoA Karboksilaz ve Yağ Asiti Sentaz enzimidir. Asetil-KoA substrat olup, son ürün Palmitat’tır.
Sitozolde yer alan enzimlerle asetil-KoA’dan palmitat (16 C’lu) sentezi olmaktadır.yağ asiti zinciri uzatılması ve desaturasyon farklı enzimlerle olmaktadır. Yağ asidini sentezleyen asıl enzim ise yağ asidi sentaz enzimidir.Yağ asidini sentezleyen asıl enzim ise yağ asidi sentaz enzimidir.Her monomer polipeptid yapısındaki 7 enzimden oluşmuş bir multienzim kompleksi ve ACP (Açil Taşıyıcı Protein-acyl carrier protein-açil taşıyıcı protein) içerir. |
bu derste yağ asitlerinin Asetil-CoA dan sentezlenmesi, zincir uzatılmasının öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Pürin metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
10 |
Prof. Dr. Mehmet Gürbilek |
Pürin ve pirimidin nükleotidlerinin sindirim, biyosentez ve katabolizmaları ile, bu olaylardaki kalıtsal kusurlara bağlı hastalıklar. |
Pürin nükleotidlerinin biyosentezi, pirimidinlerin biyosentezi, pürin ve pirimidinlerin katabolizmasının öğrenilmesi |
Eikozanoidler
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
11 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Araşidonik asit (20: 4,5,8,11,14) gibi 20 C’lu (eikozanoik) bazı poliansatüre yağ asitlerinden prostaglandinler, tromboksanlar,protasiklinler, lökotrienler (LT) ve lipoksinler (LX) olarak bilinen bir grup biyolojik aktif madde sentezlenir. Bunlara eikozanoidler denir. Eikozonoidler üç çeşit yağ asidinden üretilirler. Bunlar: linoleik, linolenik ve araşidonik asitlerdir. Eikozonoidlerin en çok araşıdonik asitten sentezlenirler. Çünkü araşidonik asit en çok bulanan doymamış yağ asididir. Araşidonik asit diyetle alınır veya linoleik asitten sentezlenir veya hücre zarındaki fosfolipidlerin yapısında bulunur. Araşidonattan eikozanoid sentezi için üç yol vardır:
-Siklooksijenaz yolunda prostaglandinler ve tromboksanlar oluşur.
-Lipoksijenaz yolunda hidrosieikozatetraenoik asitler (HETE), lökotrienler ve lipoksinler oluşur.
-Sitokrom P450 epoksijenaz yolunda monooksijenaz ürünleri (epoksitler ve dioller) oluşur. Prostaglandinler
Siklopentan halkası içeren, 20 C’lu doymamış yağ asitleridir.Tromboksanlar trombositlerde sentezlenirler. Biyolojik etkileri prostasiklinle zıt yöndedir. lökositlerde sentezlenen lökotrienlerin ise kemotaksis, enflamasyon ve allerjik reaksiyonlarda görev alan düz kas ve koroner damarların kasılmasına, küçük damarların ise gevşemesi gibi fonksiyonları vardır. . |
Eikosonoidlerin tanımı, sentezi sınıflamamsı ve önemli eokosonoidlerin öğrenilmesi |
Eser elementlerin metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
12 |
Prof. Dr. Mehmet Gürbilek |
Günde 100 mg’dan daha az miktarda gerekli olan, vücut sıvı veya dokularında konsantrasyonları çok düşük düzeylerde bulunan (mg/dL ve mg/kg) mikro elementler eser elementler olarak da tanımlanmaktadır. Fe, Cu, Zn, Co, Mn, Cr, Mo, Se, F ve I eser elementlerdir. |
Eser elementlerin metabolizmasının öğrenilmesi. |
Ca veP metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
13 |
Prof. Dr. Mehmet Gürbilek |
Kalsiyum iyonları, bir grup önemli fizyolojik ve biyokimyasal olayı düzenler. Bunların arasında, kas-sinir uyarılabilirliği, kan pıhtılaşması, salgılama olayları, za-rın bütünlüğü ve plazma zarından taşınma, enzim tepki-meleri, hormon ve nörotransmiterlerin salınması ve bir grup hormonun hücre içi etkisi vardır. Buna ek olarak, kemiğin mineralizasyonu için Ca2+ ve PO43-’ın hücre dışı sıvı ve periost derişimlerinin doğru olması gerekir. Bü-tün bu işlemlerin normal şekilde çalışmasını güvenceye almak için plazma Ca2+’u çok dar sınırlar içinde sürdürülür. |
Kalsiyum ve Fosfor minerallerinin metabolizmasının öğrenilmesi |
Aminoasitlerden sentezlenen biyomoleküller
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
14 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Glisin hem, pürinler, kreatin ve glutatyonun yapısına katılır. Beta alaninin çoğu, koenzim A,nın yapısına katılır. Metiyonin, organizmada en önemli metil grubu vericisidir. Arginin, ornitin yoluyla pütressin, spermin ve spermidine çevrilir.Arginin, Üre siklusuna katılır. Ayrıca nitrik oksitin (NO) öncüsü olarak hizmet eder. Tirozinin 3,4-dihidroksifenilalanine (DOPA) hidroksilasyonu ile başlatılan bir dizi tepkime sonunda nöral ve adrenal hücrelerde katekolaminler; melanositlerde ise deri, saç ve gözün kahverengi-siyah pigmenti melanin sentez edilmektedir. |
Amino asitler protein sentezinde kullanılmaları dışında metabolizma için önemli bazı azotlu bileşiklerin yapısına katılırlar. Bu derste bu azotlu bileşiklerin önemli olanlarına değinilecektir. |
Na, K, Cl metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
15 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
Vücudun çeşitli sıvı kompartmanlarındaki ozmotik basınç ve su dağılımının sağlanması esas olarak temel elektrolitLerin görevleri. Hücredışı sıvının ana katyonu olarak Sodyum iyonu plazma hacmini, asit-baz dengesini, sinir ve kas işlevi, Na+/K+-ATPaz.
Hücreiçi sıvının ana katyonu olarak Potasyum iyonu sinir ve kas işlevi ,Na+/K+-ATPaz.
Su-elektrolit dengesinde Klor iyonu, mide sıvısı; alyuvarda HCO3- taşınmasında Cl kayması |
Na,K ve Cl elementlerinin ana niteliklerinin öğrenilmesi |
Protein sindirim ve emilimi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Protein Sindirimi Midede Başlar. Mide özsuyu HCI, KCI ve H-K-ATPaz, rennin ve pepsinojen içerir.Pepsin, midenin esas hücreleri tarafından inaktif bir zimojen olan pepsinojen halinde salgılanır. pepsin aromatik amino asitler (fenilalanın, tirozin ve triptofan) veya dikarboksilik amino asitler (örn. glutamat ve aspartat) tarafından oluşturulmuş peptid bağları için özgüldür. Barğırsak mukoza hücrelerinde sentezlenen kolesistokinin pankreastan enzimnden zengin sıvı sekretin pankreastan bikarbonattan zengin sıvı salgılatır. protein sindirimi pankreastan salgılanan tripsin, kimotripsin ve elastaz ile devam eder. Midede pepsin aktivitesiyle oluşan polipeptidler, pankreatik protezların etkisi ile oligopeptid ve amino asit formuna dönüşürler. Serbest amino asitler ve dipeptidler barsak epitel hücrelerinden emilir. |
bu derste diyetle aldığımız proteinlerin amino asitllere ayrılarak enterositlerden absorbsiyonunun öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Aminoasitlerden sentezlenen biyomoleküller
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Glisin hem, pürinler, kreatin ve glutatyonun yapısına katılır. Beta alaninin çoğu, koenzim A,nın yapısına katılır. Metiyonin, organizmada en önemli metil grubu vericisidir. Arginin, ornitin yoluyla pütressin, spermin ve spermidine çevrilir.Arginin, Üre siklusuna katılır. Ayrıca nitrik oksitin (NO) öncüsü olarak hizmet eder. Tirozinin 3,4-dihidroksifenilalanine (DOPA) hidroksilasyonu ile başlatılan bir dizi tepkime sonunda nöral ve adrenal hücrelerde katekolaminler; melanositlerde ise deri, saç ve gözün kahverengi-siyah pigmenti melanin sentez edilmektedir. |
Amino asitler protein sentezinde kullanılmaları dışında metabolizma için önemli bazı azotlu bileşiklerin yapısına katılırlar. Bu derste bu azotlu bileşiklerin önemli olanlarına değinilecektir. |
Glukoneogenez
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
1. Glukoneogenez, karbonhidrat dışı maddelerin, glukoz veya glikojene çevrim mekanizmasıdır. Diyette karbonhidrat bulunmadığı zaman, bu yolla, vücuda glukoz sağlanır. Kullanılan önemli substratlar, glukojenik amino asitler, laktat, gliserol ve propiyonattır.
2. Karaciğer ve böbrekte bulunan glukoneogenez yolu, glikolizdeki geri dönüşümlü tepkimeler ile, geri dönüşümsüz tepkimelerin etrafından dolaşan dört ek tepkime kullanır.
3. Laktat, pirüvat oluşturur ve bu da sitozolde, glukoz biyosentezi ile izlenen fosfoenolpirüvata çevrimden önce oksaloasetata karboksilasyon için mitokondriye girer.
4. Glikoliz ve glukoneogenez zıt yönde çalışan aynı yolu paylaştıklarından, bunların etkinliklerinin resiprok olarak düzenlenmesi zorunludur |
Karbonhidrat olmayan maddelerin glukoz veya glikojene çevriminden sorumlu bütün mekanizmaların kavranması. |
Lipoprotein metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Lipoproteinler lipid ve proteinlerin birleşiminden oluşan kompleks yapılardır. Apoproteinler ise lipoprotein parçalarından birisidir. Plazma lipoproteinleri genellikle suda çözünmeyen kolesterol, trigliserit gibi makromoleküllerin kandaki taşınma formlarıdır. Plazma lipoproteinleri dansitelerine göre beş gruba ayrılabilir; şilomikronlar, çok düşük dansiteli lipoproteinler (VLDL), orta dansiteli lipoproteinler (IDL), düşük dansiteli lipoproteinler (LDL) ve yüksek dansiteli lipoproteinler (HDL). Lipoproteinlerin metabolizmada farklı görevleri vardır. Şilomikronlar eksojen lipitlerin barsaklardan karaciğere transportunda fonksiyon görürken, LDL ve VLDL dokuların lipit ihtiyaçlarının karşılanmasında; HDL ise kolesterolün dokulardan karaciğere transportunda görevlidir. Bu derste lipoproteinlerin yapısı ve fonksiyonları üzerinde durulmaya çalışılacaktır. |
bu derste lipoproteinlerin yapısı sınıflaması ve fonksiyonlerının öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Kolesterol metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Kolesterol, hayvansal gıdalarla alınan yüksek molekül ağırlıklı bir alkoldür. Total sentezin %10’u KC %10’u barsak tarafından gerçekleşir ama çekirdekli hemen her hücrenın kolesterol sentezleme kapasitesi vardır. Kolesterol, asetil-CoA dan sentezlenir. Tüm çekirdekli hücreler kolesterol sentezleyebilir. Kolesterol biyosentezi endoplazpik retikulum ve sitoplazmada olur. sentezde: -Üç asetat ünitesinin 6 karbonlu ara ürün olan mevalonat şekline kondense olması.
-Mevalonatın aktif izopren ünitelerine dönüşmesi.
-Altı adet 5 karbonlu izopren ünitesinin 30 karbonlu linear squalen haline polimerize olması.
-Squalenin ata steroid lanosterole dönüşümü
-Lanosterolden, bir dizi değişiklikten sonra kolesterol oluşması.
HMG-CoA redüktazın katalizlediği reaksiyon geri dönüşümsüz olup kolesterol metabolizmasının en önemli kontrol noktasını oluşturur. Kan Yüksek Kolesterol seviyeleri ateroskleroz yapar. |
kolesterolün sentezi ve vücudumuz için öneminin öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Kolesterol metabolizması
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Sevil Kurban |
Kolesterol, hayvansal gıdalarla alınan yüksek molekül ağırlıklı bir alkoldür. Total sentezin %10’u KC %10’u barsak tarafından gerçekleşir ama çekirdekli hemen her hücrenın kolesterol sentezleme kapasitesi vardır. Kolesterol, asetil-CoA dan sentezlenir. Tüm çekirdekli hücreler kolesterol sentezleyebilir. Kolesterol biyosentezi endoplazpik retikulum ve sitoplazmada olur. sentezde: -Üç asetat ünitesinin 6 karbonlu ara ürün olan mevalonat şekline kondense olması.
-Mevalonatın aktif izopren ünitelerine dönüşmesi.
-Altı adet 5 karbonlu izopren ünitesinin 30 karbonlu linear squalen haline polimerize olması.
-Squalenin ata steroid lanosterole dönüşümü
-Lanosterolden, bir dizi değişiklikten sonra kolesterol oluşması.
HMG-CoA redüktazın katalizlediği reaksiyon geri dönüşümsüz olup kolesterol metabolizmasının en önemli kontrol noktasını oluşturur. Kan Yüksek Kolesterol seviyeleri ateroskleroz yapar. |
kolesterolün sentezi ve vücudumuz için öneminin öğrenilmesi hedeflenmiştir. |
Glikolizis
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
1. Glikoliz, glukozun (veya glikojenin) pirüvat ve laktata metabolize edilmesi için bütün memeli hücrelerinin sitozolünde bulunan bir yoldur.
2. Glikoliz, gliseraldehid-3-fosfat dehidrogenaz tepkimesi için gereken okside olmuş NAD+ üretimini, bu tepkimeyi pirüvatın laktata indirgenmesi tepkimesine kenetleyerek anaerobik olarak işlev görür.
3. Laktat, anaerobik koşullarda (örn.egzersiz yapan kasta) veya pirüvatın daha ileri oksidasyonu için gereken metabolik aygıtın yokluğu halinde (örn.alyuvarlar) glikolizin son ürünüdür.
4. Glikoliz, dengede olmayan tepkimeleri kataliz eden üç enzim tarafından düzenlenir; bu enzimler heksokinaz (veya glukokinaz), fosfofruktokinaz ve pirüvat kinazdır.
5. Alyuvarlarda, ATP üretimi için glikolizin ikinci basamağı atlanabilir ve bu da, hemoglobinin O2’e olan afinitesini azaltmada önem taşıyan 2,3-bisfosfogliserat üretimine yol açar.
6. Pirüvat, vitamin kofaktörü tiyamin difosfata bağımlı olan ve pirüvat dehidrogenaz olarak bilinen bir çoğul enzim karması ile asetil-KoA’ya okside olur.
7. Pirüvatı metabolize edememe halinin görüldüğü tablolar, sıklıkla laktik asidoza yol açar. |
Glukoz metabolizmasının temel yolu olan glikolizin reaksiyonlarını ve reaksiyonları katalize eden enzimlerin öğrenilmesi. Glikolizin düzenlenme noktalarının ve enerji bilançosunun bilinmesi. |
Krebs döngüsü
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Öğr. Gör. Dr. Cemile Topcu |
Sitrik asit döngüsü, karbonhidrat, yağ ve proteinin oksidasyonundaki son yoldur. Bu döngü, bu maddelerin ortak metaboliti olan asetil-KoA’nın sitrat oluşturmak üzere oksaloasetat ile birleşmesini kataliz eder. Sitrat, bir dizi dehidrogenasyon ve dekarboksilasyonlarla yıkı-ma uğratılır ve indirgeyici ekivalanlar ile 2CO2 salınarak oksaloasetat tekrar üretilir.İndirgeyici ekivalanlar, solunum zinciri tarafından okside edilir ve ATP salınır. Yani, bu döngü, ATP üreti-minin ana yoludur ve mitokondri yatağı içinde, solunum zinciri ve oksidatif fosforlama enzimlerine bitişik olarak yerleşmiştir. Oksidasyona ek olarak başka metabolik yolların varlığı nedeniyle sitrik asit döngüsü amfiboliktir. Bu döngü, glukoneogenez, amin aktarma, aminsizleştirme ve yağ asitlerinin sentezine katılır. |
Krebs döngüsünü, bağlantılı olduğu yolların açıklanması, krebs döngüsünün enerji üretimi ve biyosentez fonksiyonlarının öğrenilmesi. |