MTFEES 0.6.5 Yardım İletişim

Not: Bu alan adı altındaki web sayfaları tasarım/hazırlık aşamasındadır. Kesin ve güncel bilgiler için lütfen NEÜ-MTF resmi web sayfasını takip ediniz.

Fizyoloji 2-3

(Preklinik Entegre)

Temel Tıp Bilimleri - Fizyoloji (FZYO)

Eğitim Sorumlusu (ADES): Prof. Dr. Selim Kutlu Anabilim Dalı Sekreteri: Esra Tel: None e-posta: None

AMAÇ

Fizyoloji 2-3


ÖĞRENİM HEDEFLERİ

PROGRAM ÇIKTISI KORELASYON MATRİSİ

P 1P 2P 3P 4 P 5P 6P 7P 8 P 9P10P11P12 P13P14P15P16

DERS SAATİ SAYILARI

Teorik Pratik PDÖ Beceri T.AKTS
44 6 0 0 0

EĞİTİM BİRİMLERİ (EDUtoryumlar)

Edutorium Location
Dönem II (İsrafil Şimşek) Amfisi

Edutorium Location
Preklinik Fizyoloji Laboratuvarı


ÖĞRETİM ÜYELERİ

Prof. Dr. Selim Kutlu

Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş

Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir


DERS OTURUMLARI

Konu Başlığı Süre Anlatım Tipi Sıra No Eğitmen Özet Kazanım
Kalp Kası ve Özellikleri 2 Preklinik (Teorik) 1 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Vücut mekanizmasının merkezi konumunda bulunan kalp kası; İstemsiz bir çalışma sistemiyle kasılıp aynı şekilde gevşeme özelliğine sahiptir. Kasılarak kalpte bulunan kanın vücuttaki organlara dokulara ve hücrelere pompalanmasına yardımcı olmakta, gevşeyerek de kalbe kanın gelmesine olanak vermektedir. Yani gevşeyerek kalpteki odacıklarda bulunan kanı alıp; kasılarak da aldıkları bu kanı organlara iletilmek üzere pompalamakla görevlidir. Miyokardın uyarılma - elektrik, mekanik, termal ve kimyasal uyaranlara tepki yeteneğinin kavranması, iskelet kası ve düz kastan farklılıkları ve benzerlikleri, işleyiş mekanizmalarının kavranması.
Kalbin Uyarı ve İleti Sistemi 2 Preklinik (Teorik) 2 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Kalpteki özelleşmiş uyarıcı ve iletici lifler kendi kendilerine impuls çıkarabilme yeteneğine sahip pacemaker hücrelerdir. Kalpte impulsu oluşturan iki düğüm ve impulsu taşıyan özel iletim demetleri vardır. Kalbin sağ ku­lakçığında dakikada 70-80 uyartı üreten sinoatriyal (SA) düğüm bulunur. Bu düğümden çıkan impulslar kulakçıkların kasılmasını sağlar. SA düğümünden gelen impulslar atrioventriküler (AV) düğüme iletilir. AV düğümünden çıkan özel kas telcikleri his demeti adını alır ve karıncık duvarında dallanarak Purkinje liflerini oluşturur. AV düğümünden iletilen uyartı, his demeti ve Purkinje lifleri sayesinde karıncık kaslarının kasılmasını sağlar. Kalp kasılırken önce kulakçıklar sonra karıncıklar kasılır. Bir kalp atımı, kalbin sağ kulakçığının üst taraflarında bulunan ve sinoatrial (veya sinüs) düğüm adı verilen özelleşmiş bir hücre demetinden oluşan bölgenin elektriksel bir uyarı çıkarması ile başlar. Bu hücrelerin özelliği eşit aralıklarla ve belli bir hızda uyarı çıkarmasıdır. Bu bölge kalbin doğal pili olarak bilinir (pacemaker). Kalbin fizyoanatomisi, uyarı ve ileti sisteminin mekanizmasal işleyisini kavramak.
Kalp Döngüsü 2 Preklinik (Teorik) 3 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Bir kalp atımının başlangıcından, bir sonraki kalp atımının başlangıcına kadar gerçekleşen olaylara bir kalp siklusu veya döngüsü denir. Her bir döngü sinus düğümünde bir aksiyon potansiyelinin kendiliğinden oluşması ile başlar. Bir kalp döneminin ortalama süresi 0.83 saniyedir. Kalp döngüsü- siklusu işleyiş mekanizmasının kavranması, mekanizmaya eşlik eden kalp bölümlerinin fizyoanatomisinin ve işleyiş mekanizmalarının gözden geçirilmesi.
Kalp Kapakları ve İşlevleri 1 Preklinik (Teorik) 4 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Başlıca dört kalp sesi vardır; bunların ilk ikisi hissedilir veya steteskop vasıtasıyla duyulabilir. 1. kalp sesi atriyo-ventriküler kapakların sesi iken, 2. kalp sesi aorta ve arteria pulmonalis’teki kapakların çıkardığı sestir. 1. ve 2. kalp sesi arasındaki süre ventrüküler sistoldür. 2. kalp sesi ile 1. kalp sesi arasındakü süre ise ventriküler diastol evresidir. Kalbin dinlenmesi (Oskültasyon) kalbin fonksiyonel doğruluğunun en hassas testlerinden biridir. Kalbin atriyoventriküler ve semilunar kapaklarının fizyoanatomisi ve işleyiş mekanizmalarını kavrar.
Kalp Sesleri 1 Preklinik (Teorik) 5 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Çok kez kalp sesleri içerisindeki değişiklikler veya üfürümler, organik kalp hastalığının belli işaretleridir. Bunlar kardiyovasküler sistem içerisindeki önemli basınç değişikliklerine bağlı bulgu ve semptomlar ortaya çıkmadan saptanabilir. Kalp sesleri dinleme odaklarını kavrar, steteskopla pratik olarak değerlendirir.
Kalp İşlevinin Kontrolü 2 Preklinik (Teorik) 6 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 çarpma arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Normal bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin kalbi kendi yumruğu büyüklüğündedir. Kalbin pompa fonksiyonu üzerinde otonom sinir sistemi etkilerinin kavranması.
EKG I 2 Preklinik (Teorik) 7 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Kalbin elektriksel aktivitesi, vücut yüzeyinden işlevi esnasında meydana gelen biyoelektrik potansiyellerin kaydedilmesi suretiyle ölçülmektedir. EKG, kalp hastalıklarının teşhisi için gerek duyulan bir laboratuar testidir. Bir insan kalp hastası olduğu halde normal bir EKG’si olabildiği gibi sağlıklı bir insanın da anormal bir EKG’si olabilir. Ekg nedir? Temel prensipleri nelerdir? Temel dalgaların, komplekslerin, segment ve intervallerin, aksların kavranması.
EKG II 2 Preklinik (Teorik) 8 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş İskemik kalp hastalıkları Yapısal kalp hastalıkları Sistemik hastalıkların kalp tutulumlarını Pulmoner hastalıklar Elektrolit bozuklukları (potasyum, kalsiyum ..) Bazı zehirlenmeler İlaç etkilerini Pacemaker disfonksiyonlarını Ölümlbin ürettiği elektriksel aktivitenin kaydıdır Ekg temel bilgisi edinildikten sonra normal ve patolojik ekg örneklerinin incelenmesi ve kavranması.
Dolaşımın Fizyolojik Temelleri 1 Preklinik (Teorik) 9 Prof. Dr. Selim Kutlu Damarlardaki kan akımı, damar segmentleri arasındaki basınç farkı, direnç, viskozite ve damar çapı ve uzunluğu ile değişmektedir. Arterler ventriküllerden pompalanan kanın yüksek basınçla arteriyollere ve kapillerlere ilerletildiği damarlardır. Dolaşımın fizyolojik temellerini kavrar.
Arteryel ve Venöz Sistemlerin İşlevleri 1 Preklinik (Teorik) 10 Prof. Dr. Selim Kutlu Arteriyoller ileri düzeyde daralıp genişleyebilme yetenekleriyle direnç damarlarıdır. Venler toplam kanın yaklaşık %65'ini içerirler ve kapasitens damarlarıdır. Arter, ven ve kapiller sistemlerin genel özelliklerini karşılaştırır.
Mikrodolaşım ve Lenfatik Sistem 1 Preklinik (Teorik) 11 Prof. Dr. Selim Kutlu Kapillerler 5-10 mikrometre çapta, doku ve kan plazması arasındaki su ve madde alışverişinin meydana geldiği damar yapılarıdır. Kapillerlerden sıvı değişimi difüzyon, transsitoz ve filtrasyon-absorbiyon mekanizmaları aracılığyla gerçekleşir. Plazma proteinlerinin oluşturduğu plazma kolloit ozmotik basıncı sıvının damar yatağında kalmasını sağlayan en önemli faktördür. Kapiller damarlardan madde alışverişinin fizyolojik mekanizmalarını açıklar.
Doku Kan Akımının Kontrolü 1 Preklinik (Teorik) 12 Prof. Dr. Selim Kutlu Dokularda metabolizmanın artması, adenozin, karbondioksit, H iyonları vb. vazodilatör maddelerin açığa çıkmasına yol açarak kan akımının lokal olarak artmasını sağlar. Doku kan akımının kontrolünde rol oynayan vazodilatör faktörleri tanımlar.
Dolaşımın Humoral Düzenlenmesi 1 Preklinik (Teorik) 13 Prof. Dr. Selim Kutlu Katekolaminler, anjiyotensin 2, vazopressin, ürotensin 2, endotelinler, tromboksan A2 vb. vazokonstriksiyon oluşturarak kan basıncını yükseltirler. Bradikinin, histamin, atriyal natriüretik peptit, prostasiklinler vb. vazodilatasyon olulturarak kan basıncını düşürürler. Dolaşımda etkili olan vazodilatör ve vazokonstriktör faktörleri açıklar.
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi 2 Preklinik (Teorik) 14 Prof. Dr. Selim Kutlu Sempatik sistem kalpte kasılma ve iletimi hızlandirarak aklp aktivitesini artırır, damarlarda vazokonstriksiyon olultururt ve sonuçta kan basıncını yükseltir. Damarlarda innervasypnu bulunmayan parasempatik sistem özellikle kalp hızını azaltarak kan basıncını düşürür. Baroreseptörler, kemoreseptörler, kardiyopulmoner basınç reseptörleri vb. faktörler vazomotor merkezi etkileyerek otonom sinir sistemi aracılı olarak kan basıncının düzenlenmesinde rol oynarlar. Sempatik ve parasempatik sistemlerin kalp ve damarlardaki etkilerini öğrenir.
Böbreklerin Kan Basıncının Düzenlenmesindeki Rolü 1 Preklinik (Teorik) 15 Prof. Dr. Selim Kutlu Böbrekler idrar miktarını değiştirerek kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Renal arterdeki düşük kan basıncı böbreklerde renin enziminin salgılanmasına neden olur. Renin anjiyotensi 1 oluşumunu, ADE de anjiyotensin 2 dönüşümünü sağlar, Anjiyotensin 2 belirgin vazokonstriksiyon, böbreklerde direk ve aldosteron aracılı Na emilimini artırarak, vazopressin sekresyonunu indükleyerek kan basıncını yükseltir. Kan basıncının sistolik 130mmHg ve diyastolik 80mmHg ve daha yüksek olması hipertansiyon olarak adlandırılır. Obezite, böbrek üstü bezlerinden adrenalin, aldosteron veya kortizolün aşırı salgılanmasının neden olduğu endokrin faktörler, anjiyotensi 2 düzeyinin artmasına neden olan renal faktörler, nörolojik faktörler vb. hipertansiyon oluşturmaktadır. Kan basıncının regülasyonunda böbreklerin ve renin anjiyotensin aldosteron sisteminin etkilerini açıklar, hipertansiyon mekanizmalarını belirtir.
Hipertansiyon Fizyopatolojisi 2 Preklinik (Teorik) 16 Prof. Dr. Selim Kutlu Sol ventrikülün bir dakikada aorta pompaladığı kan miktarı olan kalp debisinin normal değeri 5 L/dk'dır. Sempatik aktivite ve egzersiz gibi durumlarda artan kalp hızı belirli fizyolojik sınırlarda kalp debisini artırır. Ön yük, kasılma öncesi miyokardın gerilme derecesidir ve venöz döünüşle doğrudan ilişkili olarak kalp debisini artırır. Art yük ventriküllerin kanı npompalamak için yenmek zorunda oldukları güçtür, sol ventrikül için aort basıncı ve periferik dirençtir. Kasılma gücüyle ilgili olan inotropi (kasılabilirlik), sarkomer bıyundan çok aktin-miyozin etkileşimiyle düzenlenir. Sempatik sistem aktivitesiyle artan inotropi artışı kalp debisini artırır. Kalp debisini ve kalp debisinin bağlı olduğu değişkenleri tanımlar.
Kalp Debisi ve Venöz Dönüş 1 Preklinik (Teorik) 17 Prof. Dr. Selim Kutlu Kalp Debisi ve Venöz Dönüş Kalp Debisi ve Venöz Dönüş
Endotel ve İşlevleri 1 Preklinik (Teorik) 18 Prof. Dr. Selim Kutlu Endotel tabakadan salgılanan nitrik oksit ve prostasiklinler vazodilatör ve antiagregan etkilidirler. Endotelinler ise vazokonstriksiyon oluştururlar. Koroner dolaşımın düzenlenmesinde otonom sinir sistemi lokal metabolik faktörlerin vazodilatör etkisinde daha zayıf etkilidir. Hiperkolesterolemi, obezite ve hipertansiyon gibi faktörlerin neden olduğu ateroskleroz koroner arter hastalığının en temel nedenidir. Endotel hücre işlevlerini tanımlar, aterosklerotik süreçleri açıklar.
Koroner Dolaşım, Ateroskleroz ve Koroner Arter Hastalığı 1 Preklinik (Teorik) 19 Prof. Dr. Selim Kutlu Koroner Dolaşım, Ateroskleroz ve Koroner Arter Hastalığı Koroner Dolaşım, Ateroskleroz ve Koroner Arter Hastalığı
Solunum Sistemine Giriş 1 Preklinik (Teorik) 20 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Solunum sistemi akciğerlere taze havanın iletilmesini sağlayan yollar ile akciğerlerde hacim değişiklerine yol açan pompa sisteminden oluşur. Dokulara oksijenin iletilebilmesi için difüzyona katılmak üzere akciğerlere taze havanın ulaştırılması bu pompa sisteminin esas görevidir. Havayollarının bir kısmı yalnızca havayı iletirken bir kısmı aynı zamanda gazların difüzyonuna katkı sağlar. İletici havayolları boyunca yerleşmiş olan farklı tipte hücreler zengin salgı içeriğine sahiptir. Havanın ısıtılması, temizlenmesi ve nemlendirilmesi bu kısımlarda sağlanır. Solunum sistemini oluşturan organ ve yapıların organizasyonunu açıklar.
Hava Yollarının Yapısı ve İşlevi 1 Preklinik (Teorik) 21 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Hava Yollarının Yapısı ve İşlevi Hava Yollarının Yapısı ve İşlevi
Solunum Mekaniği ve Pulmoner Ventilasyon 2 Preklinik (Teorik) 22 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Kan gazlarının difüzyonunun devam edebilmesi için akciğerlere taze hava girişinin devam etmesi gerekir. Akciğerlerdeki havanın atmosfer havası ile değiştirilmesi pulmoner ventilasyon olarak tanımlanır. İnspirasyon kasları ve ekspirasyon kasları soluk solunum döngüsünün devam etmesini sağlar. Akciğerlerin havalanmasını sağlayan kasları ve çalışma mekanizmalarını tanımlar.
Akciğerlerin kompliyansı 1 Preklinik (Teorik) 23 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Transpulmoner basınçtaki bir birim değişikliğe karşılık akciğerlerde meydana gelen hacim değişikliği akciğer kompliyansı olarak tanımlanır. Akciğerlerin elastik kuvvetleri ve göğüs duvarının özellikleri kompliyansı etkilemekle birlikte esas etkili faktör alveollerdeki sıvı yüzey gerilimidir. Tip II alveoler hücrelerden salınan sürfaktan sıvı yüzey gerilimini azaltır. Akciğerlerde kompliyans kavramını açıklar, akciğerlerin gerilebilirliğini etkileyen faktörleri açıklar
Alveoler Ventilasyon 1 Preklinik (Teorik) 24 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Alveoler Ventilasyon Alveoler Ventilasyon
Akciğer hacim ve kapasiteleri 1 Preklinik (Teorik) 25 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Birim zamanda inspire veya ekspire edilen hava miktarları akciğer hacimleri olarak tanımlanır. Akciğer hacimlerinin ikili veya çoklu kombinasyonları ise akciğer kapasitelerini meydana getirir. Başlıca akciğer hacimleri TV, RV, IRV ve ERV'dür. Başlıca akciğer kapasiteleri ise FRC, IC, VC ve TLC'dir. Başlıca akciğer hacim ve kapasitelerini sıralar ve bunların sağlıklı yetişkin bir bireydeki değerlerini bilir.
Pulmoner Dolaşımın Özellikleri 1 Preklinik (Teorik) 26 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Pulmoner dolaşım sistemik dolaşımdan farklı olarak daha düşük basınçlı ancak yüksek akımlı bir sistemdir. Sağ ventrikülden çıkan kan pulmoner arterler aracığı ile tüm alveoler kapiller yatağı perfüze eder ve pulmoner venler ile sol atriyuma döner. Oksijenize olmuş kan sol kalp ile sistemik dolaşıma gider. Pulmoner dolaşımdaki gravitasyonel etkiye bağlı olarak akciğerlerde farklı kan akımı bölgeleri bulunur. Pulmoner dolaşımdaki kan basınçlarını tanımlar. Pulmoner dolaşımı etkileyen faktörleri sıralar ve çeşitli fizyopatolojik koşullar ile ilişkilendirir.
Pulmoner Vasküler Direnci Etkileyen Faktörler 1 Preklinik (Teorik) 27 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Pulmoner Vasküler Direnci Etkileyen Faktörler Pulmoner Vasküler Direnci Etkileyen Faktörler
Kan Akımının Bölgesel Dağılımı ve Ventilasyon-Perfüzyon Oranı 1 Preklinik (Teorik) 28 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Kan Akımının Bölgesel Dağılımı ve Ventilasyon-Perfüzyon Oranı Kan Akımının Bölgesel Dağılımı ve Ventilasyon-Perfüzyon Oranı
Havayolları ve Kanda Gazların Parsiyel Basınçları 1 Preklinik (Teorik) 29 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Havayolları ve Kanda Gazların Parsiyel Basınçları Havayolları ve Kanda Gazların Parsiyel Basınçları
Alveoler ve Doku Düzeyinde Gazların Diffüzyonu 1 Preklinik (Teorik) 30 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Alveoler ve Doku Düzeyinde Gazların Diffüzyonu Alveoler ve Doku Düzeyinde Gazların Diffüzyonu
Solunum Merkezi ve Periferik Kontrolü 2 Preklinik (Teorik) 31 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Medulla ve ponsta yerleşmiş olan solunum merkezleri solunumun spontan kontrolünü sağlar. Bunun yanısıra motor korteksin de solunumun istemli kontrolüne katkısı vardır. Periferik ve merkezi olarak yerleşmiş bulunan kemoreseptörler kandaki oksijen, karbondioksit derişimlerinin değişimini algılayarak solunum merkezlerini etkiler. Solunumun merkezi ve periferik kontrolünde rol alan yapıları ve fonksiyonlarını tanımlar.
Egzersiz fizyolojisi 2 Preklinik (Teorik) 32 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Belli paterne sahip hareket bileşenleri egzersizi oluşturur. Egzersiz belli kurallar dahilinde belli bir şiddet düzeyinde yapılıyorsa spor olarak tanımlanır. Hareket sırasında iskelet sisteminin mekanik ve metabolik özellikleri üzerinden güç, kuvvet ve dayanıklılık kavramları tanımlanır. Başta solunum ve dolaşım sistemi olmak üzere endokrin sistemden sinir sistemine kadar birçok sistem egzersize akut ve kronik uyum gösterir. Solunum ve dolaşım sistemi hem akut hem de kronik düzeyde egzersize cevaben kapasitesini artırır. Güç, kuvvet, patlayıcı kuvvet ve dayanıklılık gibi egzersizle ilgili temel kavramları tanımlar. Solunum ve dolaşım sisteminin egzersize akut ve kronik uyumunu açıklar.
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 1/9 2 Preklinik (Pratik) 51 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş EKG Derivasyonları ve Çekimi EKG Derivasyonları ve Çekimi
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 2/9 3 Preklinik (Pratik) 52 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş EKG'nin Okunması ve Değerlendirilmesi EKG'nin Okunması ve Değerlendirilmesi
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 3/9 2 Preklinik (Pratik) 53 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Santral ve Periferik Nabızlar Santral ve Periferik Nabızlar
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 4/9 2 Preklinik (Pratik) 54 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Kan Basıncının Ölçümü Kan Basıncının Ölçümü
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 5/9 2 Preklinik (Pratik) 55 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Solunum Fonksiyon Testleri Solunum Fonksiyon Testleri
Fizyoloji Laboratuvar Pratiği 6/9 1 Preklinik (Pratik) 56 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Kalp Sesleri Kalp Sesleri
Akciğerlerin kompliyansı, kanda gazların taşınması 2 Preklinik (Teorik) 100 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Transpulmoner basınçtaki bir birim değişikliğe karşılık akciğerlerde meydana gelen hacim değişikliği akciğer kompliyansı olarak tanımlanır. Akciğerlerin elastik kuvvetleri ve göğüs duvarının özellikleri kompliyansı etkilemekle birlikte esas etkili faktör alveollerdeki sıvı yüzey gerilimidir. Tip II alveoler hücrelerden salınan sürfaktan sıvı yüzey gerilimini azaltır. Akciğerlerde kompliyans kavramını açıklar, akciğerlerin gerilebilirliğini etkileyen faktörleri açıklar
Dolaşımın fizyolojik temelleri, arteryel ve venöz sistemlerin işlevleri 2 Preklinik (Teorik) 100 Prof. Dr. Selim Kutlu Damarlardaki kan akımı, damar segmentleri arasındaki basınç farkı, direnç, viskozite ve damar çapı ve uzunluğu ile değişmektedir. Arterler ventriküllerden pompalanan kanın yüksek basınçla arteriyollere ve kapillerlere ilerletildiği damarlardır. Arteriyoller ileri düzeyde daralıp genişleyebilme yetenekleriyler direnç damarlarıdır. Venler toplam kanın yaklaşık %65'ini içerirler ve kapasitens damarlarıdır. Arter, ven ve kapiller sistemlerin genel özelliklerini karşılaştırır.
Kanda gazların taşınması, asit baz dengesinde solunumun rolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Oksijenin kanda çözünür halde taşınan miktarı çok azdır (0,3ml/dl kan). Çok büyük bir kımı hemoglobin ile taşınır. Karbondioksit ise çözünür halde, karbomino bileşikleri halinde ve çoğunluklada bikarbonat iyonları şeklinde taşınmaktadır. Solunum döngüsündeki dengeye bağlı olarak CO2 yeterli hızda vücuttan atılamaz ise kandaki derişimi artar ve asidoz gelişir. Ekspirasyonun fazlaca olduğu durumlarada ise alkaloz gelişebilir. Oksijen ve karbondioksitin kanda taşınmasını sağlayan sistemleri açıklar. Solunumsal asidoz ve alkaloz kavramlarını açıklar ve klinik ile ilişkilendirir.
Mikrodolaşım ve lenfatik sistem, doku kan akımının kontrolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Prof. Dr. Selim Kutlu Kapillerler 5-10 mikrometre çapta, doku ve kan plazması arasındaki su ve madde alışverişinin meydana geldiği damar yapılarıdır. Kapillerlerden sıvı değişimi difüzyon, transsitoz ve filtrasyon-absorbiyon mekanizmaları aracılığyla gerçekleşir. Plazma proteinlerinin oluşturduğu plazma kolloit ozmotik basıncı sıvının damar yatağında kalmasını sağlayan en önemli faktördür. Dokularda metabolizmanın artması, adenozin, karbondioksit, H iyonları vb. vazodilatör maddelerin açığa çıkmasına yol açarak kan akımının lokal olarak artmasını sağlar. Kapiller damarlardan madde alışverişinin fizyolojik mekanizmalarını açıklar, doku kan akımının kontrolünde rol oynayan vazodilatör faktörleri tanımlar.
Kanda gazların taşınması, asit baz dengesinde solunumun rolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Oksijenin kanda çözünür halde taşınan miktarı çok azdır (0,3ml/dl kan). Çok büyük bir kımı hemoglobin ile taşınır. Karbondioksit ise çözünür halde, karbomino bileşikleri halinde ve çoğunluklada bikarbonat iyonları şeklinde taşınmaktadır. Solunum döngüsündeki dengeye bağlı olarak CO2 yeterli hızda vücuttan atılamaz ise kandaki derişimi artar ve asidoz gelişir. Ekspirasyonun fazlaca olduğu durumlarada ise alkaloz gelişebilir. Oksijen ve karbondioksitin kanda taşınmasını sağlayan sistemleri açıklar. Solunumsal asidoz ve alkaloz kavramlarını açıklar ve klinik ile ilişkilendirir.
Dolaşımın sinirsel düzenlenmesi, böbreklerin kan basıncının kontrolündeki rolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Prof. Dr. Selim Kutlu Böbrekler idrar miktarını değiştirerek kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Renal arterdeki düşük kan basıncı böbreklerde renin enziminin salgılanmasına neden olur. Renin anjiyotensi 1 oluşumunu, ADE de anjiyotensin 2 dönüşümünü sağlar, Anjiyotensin 2 belirgin vazokonstriksiyon, böbreklerde direk ve aldosteron aracılı Na emilimini artırarak, vazopressin sekresyonunu indükleyerek kan basıncını yükseltir. Kan basıncının sistolik 130mmHg ve diyastolik 80mmHg ve daha yüksek olması hipertansiyon olarak adlandırılır. Obezite, böbrek üstü bezlerinden adrenalin, aldosteron veya kortizolün aşırı salgılanmasının neden olduğu endokrin faktörler, anjiyotensi 2 düzeyinin artmasına neden olan renal faktörler, nörolojik faktörler vb. hipertansiyon oluşturmaktadır. Kan basıncının regülasyonunda böbreklerin ve renin anjiyotensin aldosteron sisteminin etkilerini açıklar, hipertansiyon mekanizmalarını belirtir.
Hipertansiyon fizyopatolojisi, kalp debisi ve venöz dönüş 2 Preklinik (Teorik) 100 Prof. Dr. Selim Kutlu Sol ventrikülün bir dakikada aorta pompaladığı kan miktarı olan kalp debisinin normal değeri 5 L/dk'dır. Sempatik aktivite ve egzersiz gibi durumlarda artan kalp hızı belirli fizyolojik sınırlarda kalp debisini artırır. Ön yük, kasılma öncesi miyokardın gerilme derecesidir ve venöz döünüşle doğrudan ilişkili olarak kalp debisini artırır. Art yük ventriküllerin kanı npompalamak için yenmek zorunda oldukları güçtür, sol ventrikül için aort basıncı ve periferik dirençtir. Kasılma gücüyle ilgili olan inotropi (kasılabilirlik), sarkomer bıyundan çok aktin-miyozin etkileşimiyle düzenlenir. Sempatik sistem aktivitesiyle artan inotropi artışı kalp debisini artırır. Kalp debisini ve kalp debisinin bağlı olduğu değişkenleri tanımlar.
Solunum Merkezi ve Periferik Kontrolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Medulla ve ponsta yerleşmiş olan solunum merkezleri solunumun spontan kontrolünü sağlar. Bunun yanısıra motor korteksin de solunumun istemli kontrolüne katkısı vardır. Periferik ve merkezi olarak yerleşmiş bulunan kemoreseptörler kandaki oksijen, karbondioksit derişimlerinin değişimini algılayarak solunum merkezlerini etkiler. Solunumun merkezi ve periferik kontrolünde rol alan yapıları ve fonksiyonlarını tanımlar.
Kalp kası ve özellikleri 2 Preklinik (Teorik) 100 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Vücut mekanizmasının merkezi konumunda bulunan kalp kası; İstemsiz bir çalışma sistemiyle kasılıp aynı şekilde gevşeme özelliğine sahiptir. Kasılarak kalpte bulunan kanın vücuttaki organlara dokulara ve hücrelere pompalanmasına yardımcı olmakta, gevşeyerek de kalbe kanın gelmesine olanak vermektedir. Yani gevşeyerek kalpteki odacıklarda bulunan kanı alıp; kasılarak da aldıkları bu kanı organlara iletilmek üzere pompalamakla görevlidir. Miyokardın uyarılma - elektrik, mekanik, termal ve kimyasal uyaranlara tepki yeteneğinin kavranması, iskelet kası ve düz kastan farklılıkları ve benzerlikleri, işleyiş mekanizmalarının kavranması.
Kalp işlevinin kontrolü 2 Preklinik (Teorik) 100 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, Metabolizma faaliyetleri sonucunda oluşan artık ürünlerin de vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp bu sistem içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 çarpma arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Normal bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin kalbi kendi yumruğu büyüklüğündedir. Kalbin pompa fonksiyonu üzerinde otonom sinir sistemi etkilerinin kavranması.
Kalp döngüsü 2 Preklinik (Teorik) 100 Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş Bir kalp atımının başlangıcından, bir sonraki kalp atımının başlangıcına kadar gerçekleşen olaylara bir kalp siklusu veya döngüsü denir. Her bir döngü sinus düğümünde bir aksiyon potansiyelinin kendiliğinden oluşması ile başlar. Bir kalp döneminin ortalama süresi 0.83 saniyedir. Kalp döngüsü- siklusu işleyiş mekanizmasının kavranması, mekanizmaya eşlik eden kalp bölümlerinin fizyoanatomisinin ve işleyiş mekanizmalarının gözden geçirilmesi.
Pulmoner perfüzyon 2 Preklinik (Teorik) 100 Öğr. Gör. Dr. Ayşe Özdemir Pulmoner dolaşım sistemik dolaşımdan farklı olarak daha düşük basınçlı ancak yüksek akımlı bir sistemdir. Sağ ventrikülden çıkan kan pulmoner arterler aracığı ile tüm alveoler kapiller yatağı perfüze eder ve pulmoner venler ile sol atriyuma döner. Oksijenize olmuş kan sol kalp ile sistemik dolaşıma gider. Pulmoner dolaşımdaki gravitasyonel etkiye bağlı olarak akciğerlerde farklı kan akımı bölgeleri bulunur. Pulmoner dolaşımdaki kan basınçlarını tanımlar. Pulmoner dolaşımı etkileyen faktörleri sıralar ve çeşitli fizyopatolojik koşullar ile ilişkilendirir.

© 2021-2022 NEÜ Meram Tıp Fakültesi Eğitim Koordinatörlüğü