MTFEES 0.6.5 Yardım İletişim

Not: Bu alan adı altındaki web sayfaları tasarım/hazırlık aşamasındadır. Kesin ve güncel bilgiler için lütfen NEÜ-MTF resmi web sayfasını takip ediniz.

Klinik Farmakoloji 4-1 (FRMA401)

Ders Oturumu 4

"Antibiyotik kullanımında genel ilkeler"

Prof. Dr. Kısmet Esra Nurullahoğlu Atalık (2 ders saati)

Ders özeti

Antibiyotikler, enfeksiyonların tedavisi ve bazı durumlarda profilaksi amacıyla kullanılır. Doğru tanı sonrasında en doğru antibiyotiğin seçilmesi, en uygun yoldan ve en etkin dozda, optimum aralıklarla, gerekli süre boyunca verilmesi akılcı antibiyotik kullanımı olarak tanımlanır. Bu şekilde antibakteriyel direnç ve buna bağlı tedavi başarısızlıkları, sık görülen yan etkiler ve tedavi maliyetlerinin artış ortadan kaldırılabilir.
Öğrenme hedefi: Antibiyotik ilaç gruplarını, sınıflandırılmalarını, etki mekanizmalarını, direnç gelişim mekanizmalarını, yan etkilerini, kullanım nedenlerini, antibiyotik seçimine etki eden faktörleri,ilaç/besin etkileşmelerini, akılcı antibiyotik kullanımını ve akılcı olmayan antibiyotik kullanımını bilir.

Ders konusu ile ilgili semptomlar (UÇEP Dikey entegrasyonu):

Semptom Ders konusu ilgisi
İlaçların istenmeyen etkileri/ilaç etkileşimleri Anafilaksi akut bir hipersensitivite reaksiyonu olup, ani ürtiker, laringospazm, bronskospazm, hipotansiyon ve ölüm gibi sonuçlara sebep olabilen acil bir durumdur. Anaflaksiye en sık neden olan antibiyotik grubu beta laktam grubu antibiyotiklerdir. Bu grup antibiyotikler kullanılırken önceki alerji durumları (penisilin alerjisi öyküsü ) ve anaflaksi gelişme öyküsü dikkatli sorgulanmalıdır. Aztreonam, seftazidim dışında beta laktam antibiyotik alerjisi olanlarda güvenilir bir antibiyotiktir. Seftazidim ile aztreonam arasında çapraz reaksiyon vardır.Antibiyotiklerin en sık görülen kardiyotoksik yan etkisi QT mesafesinde uzama ile birlikte olan aritmidir. Bu yan etkiye neden olan başlıca antimikrobiyal ilaçlar; makrolidler (eritromisin), kinolonlar, azoller, pentamidin ve kinindir. Beta laktam antibiyotikler, florokinolonlar, sülfonamidler, vankomisin ve rifampisin intertisiyel nefrite, sülfonamidler renal tübüllerde kristalize olarak akut renal yetmezliğe neden olabilir. Aminoglikozid, makrolid ve vankomisin grubu antibiyotikler ototoksiteye neden olabilen başlıca antibiyotiklerdir. Özellikle akut böbrek yetmezliği ve karaciğer yetmezliğinde bu yan etkinin sıklığı artabilir. Aminoglikozidlerin neden olduğu ototoksisite (8. kafa siniri disfonksiyonu) tedavi dozu, süresi, böbrek fonksiyonları ve birlikte diğer ototoksik ilaçların kullanımı ile ilişkilidir. Aminoglikozidler hastaların %10-22’sinde kalıcı ototoksisite veya vestibüler disfonksiyon yapabilir. Linezolid, amfoterisin B, kloramfenikol ve antiviral ilaçlardan gansiklovir eritropoezi baskılayarak anemiye neden olabilir. Kloramfenikol dozdan bağımsız olarak idiyosenkratik reaksiyon şeklinde yaklaşık 1/25.000 kişide irreversibl aplastik anemi, beta laktamlar, nitrofurantoin, ve nadiren aminoglikozidler hemolitik anemiye neden olabilir. G6PD enzim eksikliği olan otoimmun hemolitik anemili hastalarda kloramfenikol, sulfonamidler, doksisiklin hemolitik anemiyi uyarabilir. Trimetoprim-sulfametaksazol, beta laktam grubu antibiyotiklerin büyük kısmı, vankomisin, makrolidler, klindamisin ve kloramfenikol lökopeniye neden olabilir. Beta laktam antibiyotiklere bağlı ciddi nötropeni hastaların, %5-15’inde gelişir, sıklıkla on günden uzun süre yüksek dozda ilaç kullanımı ve ciddi hepatik disfonksiyonla ilişkilidir.Dermatolojik beklenmeyen reaksiyonlara en sık neden olan antibiyotikler, aminopenisilinler ve sülfonamidlerdir. Steven- Johnson sendromu (SJS, sıklıkla ilaçlara bağlı olarak gelişen nadir fakat hayatı tehdit edebilen mukokutanöz bir cilt reaksiyonu)nun ağır formu toksik epidermal nekrolizisdir; ağız, göz, Gİ ve genitoüriner mukoza tutulumu olur ve %30 mortalite ile seyreder. En sık neden olan antibiyotik sülfonamidlerdir. Antibiyotiğe bağlı olarak gelişen döküntüler sıklıkla makülopapüler ve ürtiker tarzındadır. Vankomisin infüzyonu sonucu, baş ve boyun bölgesinde gelişen geçici bir reaksiyon olan red neck sendromu gelişebilir. Ağır olgularda anjiyoödem, hipotansiyon, göğüs ağrısı ve nadiren ciddi kardiyotoksisite ve ölüm görülebilir. Bu reaksiyonun sıklığı %47 oranında yüksek olabilir ve dolaşıma salınan histamin konsantrasyonuyla ilişkilidir. Streptograminler, ciddi artralji ve miyaljiye neden olabilir. Daptomisin, kas enzimi olan kreatin fosfokinaz yüksekliğine neden olabilir. Enzim düzeyi beş kat ve üzerine çıktığında ilacın kesilmesi gerekir.Özellikle renal yetmezlikli hastalarda penisilin G’nin potasyum tuzunun günlük 20 milyon ünitenin üzerinde uygulanması hiperkalemiye neden olabilir. Gatifloksasin hem hipoglisemi hem de hiperglisemiye neden olabilir. Bu nedenle diyabetik hastalarda kullanımından sakınılmalıdır. Pentamidin iv yolla uygulandığında hayatı tehdit eden hiperkalsemiye ve derin hipoglisemiye neden olabilir.Özellikle beta laktamlar, sülfonamidler, vankomisin ve amfoterisin B, ilaca bağlı ateşe neden olabilen ilaçlardır. Clostridium difficile ile ilişkili ishale en sık neden olan antibiyotikler; klindamisin, sefalosporinler, florokinolonlar ve ampisilindir. Çoğu hastada basit diyare şeklinde seyrederken, bazı hastalarda da en ciddi formu olan psödomembranöz enterokolit şeklinde seyir gösterebilir. En az psödomembranöz enterokolite neden olan antibiyotik grubu aminoglikozidlerdir.Yeni doğanlara verildiğinde kloramfenikol glukuronidasyonun yetersiz olması sonucu yeterince metabolize edilemediğinden plazmada artan konsantrasyonu nedeniyle prognozu oldukça kötü olan gribebek sendromuna; akut dolaşım ve solunum depresyonuna neden olur.Sülfonamidler plazmada albümine bağlanarak billirubinin, albümini bağlamasını engeller, kanda yüksek düzeylere çıkarak yeni doğanlarda kernikterus oluşturabilir.Tetrasiklinler yeni oluşmakta olan diş ve kemiklerde kalsiyuma şelasyon suretiyle kolayca bağlanırlar ve bu dokularda toplanırlar. Bebeklere ve küçük çocuklara verilmesi, kemiklerde ve kalıcı dişlerde gelişme bozukluğu ve renklenme (diskolorasyonuna ;koyu kahve rengi lekeler) yapabilir.Ayrıca dişlerin mine ve dentin tabakalarında hipoplazi yaparlar.Flurokinolon grubu antibiyotikler, kıkırdak gelişimini engelleyerek kemik gelişimini yavaşlatırlar ve ayrıca artropatiye de neden olabildiklerinden gelişmekte olan çocuklara verilmemesi önerilmektedir. ilaç etkileşimi vücut içinde olabileceği gibi hazırlama aşamasında da olabilir. Örn: Aminoglikozidler, beta laktamlarla aynı sıvı içine konmaz, aynı damardan ardışık olarak verilmez, aynı bölgeye bile uygulanmaz. Linkozamidler ve kloramfenikol, makrolidlerin bağlandığı yere bağlanır. Birbirlerinin bakteri ribozomundaki hedef noktalara bağlanmasını kompetisyon yoluyla önlerler. Antibakteriyel etkinliği antagonize ederler.Antasid ilaçlar; kalsiyum, magnezyum ve aluminyum bileşikleri ve anemi tedavisinde kullanılan demir bileşikleri, ağızdan birlikte alınan bazı tetrasiklinlerin ve bazı fluorokinolonların biyoyararlanımını önemli ölçüde azaltırlar.

© 2021-2022 NEÜ Meram Tıp Fakültesi Eğitim Koordinatörlüğü