Kimyasal Sinapslar
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
3 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
MSS'de az sayıda bulunan elektriksel sinapslardaki geçit bağlantılarla her yönde iyon geçişleri sağlanır. Kimyasal sinapslarda genellikle presinaptik uçtan salıverilen nörotransmitter molekülleri çoğunlukla postsinaptik uçta bulunan reseptörlerini aktive ederek sinyal iletimi oluşturur. Postsinaptik potansiyeller sinyali alan nöron veya efektör hücrede uyarılma ya da inhibisyona neden olur. |
Sinaptik yapıları ve işlevleri tanımlar, kimyasal ve elektriksel sinapsları karşılaştırır. |
Asetil kolin ve Reseptörleri
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
4 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Sinir sisteminin en önemli sinyal iletim molekülü olan asetilkolin, hem periferik hem de merkezi sinir sisteminde iyonotrofik reseptörleri olan nikotinik reseptörler ve metbotropik nitelikteki muskarinik reseptörler aracılı etkiler oluşturur. |
Asetil kolin ve Reseptörleri hakkında bilgi sahibi olur. |
Amin Grubu Nörotransmitterler
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
5 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Katekolaminler, tüm beyinin ve zihinsel durumun aktivitesinin sürekliliği ve uyanık kalması, bilinç, duygudurum, motivasyon, dikkat, hareket, kan basıncı gibi işlevlerle ilgilidir. Beyin sapındaki rafe nükleusta yer alan serotonerjik nöronlar MSS'nin birçok bölgesine projeksiyon yaparak, zihinsel uyanıklık yanında besin alımı, motor davranışlar, üreme işlevleri ve kişinin ruh halinin düzenlenmesi gibi işlevlerde rol oynar. Yüksek frekanslı uyarılara yanıt olarak salgılanan nöropeptitler metabotropik reseptörleri aracılığıyla uzun süreli postsinaptik etkiler meydana getirirler. Nitrik oksit lipofilik özelliğiyle atipik bir nörotransmitter olarak uzun sireli belleğin oluşması gibi fonksiyonlarda etkilidir. |
Farklı türlerdeki nörotransmitter ve nöromodülatörlerin sinyal iletim mekanizmalarını açıklar. |
Nöromodülatörler, Nöropeptidler ve Gaz Nörotransmitterler
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
6 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Katekolaminler, tüm beyinin ve zihinsel durumun aktivitesinin sürekliliği ve uyanık kalması, bilinç, duygudurum, motivasyon, dikkat, hareket, kan basıncı gibi işlevlerle ilgilidir. Beyin sapındaki rafe nükleusta yer alan serotonerjik nöronlar MSS'nin birçok bölgesine projeksiyon yaparak, zihinsel uyanıklık yanında besin alımı, motor davranışlar, üreme işlevleri ve kişinin ruh halinin düzenlenmesi gibi işlevlerde rol oynar. Yüksek frekanslı uyarılara yanıt olarak salgılanan nöropeptitler metabotropik reseptörleri aracılığıyla uzun süreli postsinaptik etkiler meydana getirirler. Nitrik oksit lipofilik özelliğiyle atipik bir nörotransmitter olarak uzun sireli belleğin oluşması gibi fonksiyonlarda etkilidir. |
Farklı türlerdeki nörotransmitter ve nöromodülatörlerin sinyal iletim mekanizmalarını açıklar. |
Omurilik İşlevleri
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
7 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Omurilik, beyin sapından uzanan uzun ve ince bir sinir dokusu silindiri. Yaklaşık 45 cm (18 inç) uzunluğunda ve 1 ila 1.5 cm genişliğindedir. Temel görevi, merkezle perifer arasında bağlantı kurmaktır. Refleks ise bir uyarana karşı oluşan istem dışı, belirli bir kalıbı olan ve tahmin edilebilir motor cevaptır. Kas eklem ve deriden gelen uyarıların üst merkeze çıkmadan medülla spinaliste değerlendirilmesi sonucu oluşan motor cevaplardır. Refleksin nöral devresine refleks arkı veya refleks yayı denir. |
Omurilik işlevleri ve refleks fizyolojisini öğrenir |
Refleks Fizyolojisi
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
8 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
x |
|
Duyusal Yollar
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
9 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
x |
|
Talamusun İşlevleri
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
10 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Talamus diensefalonun bir parçasıdır ve Diensefalonda yer alan büyük bir nükleus çekirdek gurubudur. Talamus, korteks serebriye giden yolların kapısıdır denilmektedir. Koku duyusu hariç tüm sistemlerden gelen afferent impulslar için bir kapı olarak kabul edilir. Ayrıca amaca yönelik bilinçli davranışlardan sorumludur. |
Talamusun anatomik yapısı, Talamusun diğer bölgelerle ilişkisi, Talamusun çekirdekleri ve Talamusun fonksiyonlarını kavrar |
Duyusal Korteks İşlevleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
10 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Duyularımız dış dünyadan ve beden içinde olan bitenden haberdar olmamızı sağlar. Koku, dokunma, görme vs dışarıda ne olup bitiyorsa bunlar sinir sinyallerine dönüştürülerek sinir sistemimize iletilir ve algılanır. Duyusal yolakların birinci sıra nöronlarının periferik sinir sisteminde ikinci ve üçüncü sıra nöronlarınsa santral sinir sisteminde olması önemlidir. Duysal sinyaller omurilikte 2 ana yolla taşınırlar: Dorsal kolon - mediyal lemniskal sistem ve Anterolateral sistem. Bu iki sistem talamusta kısmen birleşir. |
Duysal yolların yerleşimi ve işlevlerini öğrenir |
Talamusun işlevleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
11 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Duyusal Kortex serebral sulkusun ikiye ayırdığı motor korteksin hemen yanıbaşında yer alır. Periferden gelen duyular burada işlenir, duyuların yer aldığı bölgeler duysal homonculus oluşturur, primer ve sekonder duyu bölgeleri mevcuttur. Talamus koku dışında bütün duyuların öncelikli uğrak yeridir. |
Talamus ve duysal korteksin yapısı ve işlevini öğrenir |
Uyku fizyolojisi, beyin omurilik sıvısı
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
12 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Uyku-uyanıklık siklusu; biyolojik ritme bağlı olarak oluşur ve oluşumunda 24 saat süren evrelerin tekrarlaması ile oluşan sirkadiyen ritm belirleyicidir. Uyku çevresel uyaranlara karşı azalmış yanıt, geçici bilinçsizlikle karakterize bir davranıştır. Uyku, eş zamanlı olarak gelişen bir dizi fizyolojik olay sonucunda oluşur. Uykunun başlatılması ve sürdürülmesinde kortikal ve subkortikal birçok beyin bölgesi rol alır. Ancak öncelikle ön hipotalamustaki döngüsel girdiler ve endojen kimyasal uyarılar ile hipotalamusta ventrolateral preoptik çekirdeğin (VLPO) uykuyu başlattığı kabul edilir. |
• Beyin Omurilik Sıvısı, Sirkadiyan Ritim, Uykunun Tanımı, Uyku Çeşitleri, Uyku Safhaları, Uykunun Fizyolojik Etkileri ve Uyku Bozuklukları ile ilgili bilgi edinir |
Kan beyin bariyeri ve beyin metabolizması
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
13 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Vücudun hemen bütün diğer dokularında olduğu gibi, beyinde de metabolik gereksinimin en yüksek olduğu bölgelerde kılcal damarlanma en fazla durumdadır. Nöron hücre gövdelerinin yer aldığı beyin gri maddesinin tüm metabolik hızı, kapiler sayısı ve kan akımı hızı gri maddede yaklaşık 4 kez fazladır.Beyin kapillerinin önemli bir yapısal özelliği bu kapillerin vücudun diğer herhangi bir dokusundaki kapillere nazaran çok daha az geçirgen olmalarıdır. Bunun en önemli nedeni kapillerlerin, her taraftan “glial ayaklar”la desteklenmiş olmasıdır. |
Beynin mikrodolaşımı ve kan beyin bariyerinin yapısı ve fonksiyonunu öğrenir |
Limbik sistem işlevleri
|
1 |
Preklinik (Teorik) |
14 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Duyuların affektif yapısıyla ilgili olan limbik sistemde emosyonel duyular talamus, hipotalamus, singulat korteks ve duyusal korteksin yer aldığı devrelerle duygusal ve bedensel yanıtlara dönüştürülür. Seçici dikkat sonucu yönelmeyle birlikte kazanılan dekleratif bellek oluşumunda hipokampus ve mediyal prefrontal korteks görev alır. Neokorteks, striyatum, serebellum ve amigdala örtük bellek mekanizmalarını meydana getirir. Amigdala, yarı bilinçli bir düzeyde işlev gören davranışsal bilinç alanıdır ve korku belleği olarak işlev görür. |
Davranış, duygu ve motivasyonel süreçlerle ilgili nörofizyolojik mekanizmaları tanımlar. |
Hipotalamus işlevleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
15 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Hipotalamus endokrin, davranış ve organ işlevleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Hipotalamusta sentezlenen ve hipotalamohipofizeyal portal sistemle ön hipofize taşınan salgılatıcı veya inhibe edici faktörlerle hipofiz bezinden salgılanan hormonları ve periferik endokrin fonksiyonların çoğunu kontrol eder. Sirkadiyen ritim, beslenmenin merkezi kontrolü, sıvı elektrolit dengesinin ve vücut sıcaklığının düzenlenmesi, doğum ve laktasyon süreçlerinin kolaylaştırılması, otonom sinir sistemi işlevlerinin düzenlenmesinde hayati rol oynar. Öfke ya da sakinlik gibi emosyonel davranışları şekillendirir. |
Hipotalamusun işlevlerini sınıflandırarak açıklayabilir. |
Nörogenez ve Plastisite, Yaşlanma fizyolojisi ve Alzheimer hastalığı
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
16 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Nörogenez, sinaptogenez ve miyelinizasyon fetal dönemde başlarken doğum sonrası da bir süre devam eder. Yetişkinlikte ise birkaç MSS bölümünde nörogenez ortaya çıkmaktadır. Yaşlanmayla ilgili değişiklikler, bellek, motor aktivite, duygu durum, uyku düzeni ve nöroendokrin işlevlerdeki beyinin yapısal ve işlevsel değişiminden kaynaklanmaktadır. Özellikle kortekste nöron ve miyelin kaybı ile dendritik dallanmalarda azalma ve sinaptik yapılarda bozulmalar ortaya çıkar. Beyinin erken ve hızlı yaşlanması olan Alzheimer hastalığı korteks, bazal nükleuslar ve hipokampus gibi MSS yapılarında amiloitpeptit birikimi ve intranöronal nörofibriler yumakların oluşumuyla karakterize nörodejeneratif bir durumdur. |
Yaşlanma ve demansla birlikte Alzheimer hastalığı'nın fizyopatolojik mekanizlalarını açıklar. |
Otonom sinir sistemi işleyişi, otonomik etkiler
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
17 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
MSS'den çıkan otonom lifler gangliyonlarda kolinerjik sinaps oluştururlar. Düz kas, kalp kası, salgı hücreleri ve yağ doku hücrelerindeki otonom etkilere sempatik sistemde çoğunlukla noradrenalin ve çok az düzsyde asetik |
Sempatik ve parasempatik etkileri karşılaştırır. |
Merkezi Sinir Sistemi fizyopatolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
18 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Aterosklerotik süreçler veya hipertansiyon sonucu serebral homorajiler serebral inmeye yol açabilir. Epilepsi, MSS'nin hioomapus gibi bir bölgesinde nöronal aşırı deşarjların nedne olduğu, kaslardatonik klonik kasılmalar ve geçici bilinç kaybıyla karakterize bir durumdur. Adrenerjik ve serotonerjik sistemlerde aktivite azalmasının neden olduğu depresyon oldukça sık görülen psikopatolojidir ve tedavisinde serotonerjik ve noradrenerjik aktiviteyi artıran farmakolojik yaklaşımlar yararlı olmaktadır. |
İnme, epilepsi, depresyon, şizofreni, vb. hatalıkların fizyopatolojik mekanizmalarını açıklar. |
Duyusal reseptörler ve bilginin işlenmesi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
19 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Canlılığı sürdürebilmenin yolu vücudun içinden ve dışından gelen bilgileri tanıyıp işleyebilmek ve bunlara karşı cevap oluşturabilme yeteneğine bağlıdır |
Duyu fizyolojisi, Algının oluşumu, Duyu reseptörleri, Bilginin işlenmesi ve Nöron havuzlarını öğrenir |
Somatik duyular, ağrı fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
20 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Somatik duyular tüm vücuttan gelen duysal bilgileri toplayan sinirsel mekanizmalardır. Ağrı ise gerçek veya potansiyel doku hasarına eşlik eden hoş olmayan, arzulanmayan duyusal veya duygusal deneyim ve yaşanmışlıktır. Ağrının esas amacı vücudu korumaktır. Hızlı ve yavaş olmak üzere iki tip ağrı vardır. |
Somatik duyular, termal duyular ağrı ve baş ağrısı fizyolojisi ve konu ile ilgili klinik sendromları öğrenir |
Koku ve tat fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
21 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Bir maddenin tadını almak için dilimizdeki tat alma reseptörlerinin uyarılması ve tükrükle o maddenin moleküllerinin çözülmesi gerekmektedir. Koku ve tat GİS ile yakın ilişkilerinden dolayı visseral duyular olarak da tanımlanır. |
Duyuları ileten yapıların ve çalışma mekanizmalarının kavranması. Duyu yapılarının çalışmaları öğrenilecektir; Reseptör, sinir lifi ve sonlandığı bölge arasındaki ilişkiler tartışılacaktır; Farklı duyuların aksiyon potansiyeli haline gelişi ve taşınması öğrenilecektir. |
İşitme fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
22 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
İşitmenin gerçekleşebilmesi için ilk olarak atmosferde oluşmuş ses dalgaları sırası ile dış kulak yolu aracılığı ile orta kulağa, oradan da iç kulak sıvılarına iletilmektedir. İç kulak sıvılarına ulaşan ses dalgalarının baziller membran tarafından periferik bir analizi yapılıp iç kulakta korti organında mekanik enerji silialı hücreler tarafından elektrik enerjisine dönüştürülerek temporal lobdaki işitme merkezine gönderilir. Son olarak tek tek gelen bu sinir iletimleri işitme merkezinde birleştirilerek sesin karakteri ve anlamı anlaşılır hale getirilir. |
İşitmenin temel yapılarını ve işitme mekanizmalarını açıklar, işitme ile konuşma arasındaki ilişki kavranır. |
Görme fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
23 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Objelerden gelen ışınlar göz tabakalarından kırılarak geçer ve retinaya düşer. Fotoreseptörlerden merkezi retinada (fovea) çok yoğun olan koniler renkli, periferik retinada daha fazla olan basiller ise siyah beyaz görmeden sorumludur. Fotoreseptörlere ışınların ulaşması, rodopsinin metabolize olması sonucu hiperpolarizasyona neden olarak sinyal döngüsünü başlatır. Fotoreseptörlerdeki elektrotonik ileti gangliyon hücrelerinde aksiyon potansiyeline dönüşür ve optik sinir aracığıyla talamusa ve sonrasında görme merkezine kadar iletilir. |
Başta fotoreseptörlerdeki sinyal oluşum mekanizmaları ve görmenin fizyolojik süreçlerini açıklar. |
Denge Fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
24 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Her canlının bir postürü vardır. Bizim postürümüz iki ayak üzerinde durma şeklindedir. Sonuçta bunların olabilmesi için belli kasların tonusunun sürekli olarak korunması gerekir. Vestibüler sistem istirahatte ve hareket sırasında çok karmaşık ve hızlı hareketleri yaparken vücudumuzun uzaydaki konumunun belirlenmesi ve dengenin sağlanmasında vestibüler, oküler motor, görme ve propriyoseptif sistemlerle birlikte görev alır. Postür ve dengenin korunmasında görevli temel oluşumlar; Beyin, Serebellum ve Vestibuler aparey şeklinde özetlenebilir. |
Vestibüler sistem aparatı, işlevleri, denge duyusu ve denge ile ilgili duyuların iletimi ve işlenmesini öğrenir |
Öğrenme ve Bellek
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
70 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Deneyim kazandığımız durumlara uygun yanıtlar vermemizi sağlarlar.
• Öğrenme yeni bilgi kaydedilmesi; bellek öğrenilen bilginin saklanmasıdır. Çevredeki değişikliklere adapte olabilmek için;
Öğrenme:
o Organizmanın çevreyle etkileşiminin bir sonucu olarak nöral
ve davranış mekanizmalarında meydana gelen göreli uzun
süreli davranış değişikliğidir.
o Çevreden gelen bilgiyi kazanma ve işlemleme
Bellek
o Bu bilgiyi tutabilme ve ihtiyaç duyulduğunda geri getirebilme
yeteneğidir.
• Kodlama
• Depolama
• Geri getirme |
Öğrenme ve Bellek mekanizmalarının kavranması, Öğrenme ve bellek tanımı. |
Sinir sistemi Fizyolojisine Giriş, sinaptik ileti
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
70 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Sinir sisteminin duyusal, entegratif ve motor bölümlerindeki sinyal oluşumu ve iletimi farklı yapılardaki nöronların elektrofizyolojik aktiviteleriyle sağlanmaktadır. Astrositler MSS'de kapillerlerin üzerinde ve sinapsların yakınında yerleşerek kan beyin bariyerinin oluşumu, sinaptik aktivite ve metabolik işlevlere katkı yaparlar. Miyelin kılıf oluşumunu akson çevresini sararak MSS'de oligodendrositler, periferde ise Schwan hücreleri sağlar. Epandim hücreleri MSS'de içi BOS dolu boşlukları döşer ve kök hücre işlevi görür. Mikrogliyalar inflamatuvar süreçlerde rol oynar. |
Sinir sistemini oluşturan yapıların genel işlevlerini, nöron ve gliyal hücrelerin fizyolojik özelliklerini tanımlar. |
Bazal çekirdeklerin işlevleri, Serebellum'un işlevleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
70 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Serebellum, tüm beyin hacminin %10'luk bir alanını kaplamasına rağmen beyindeki nöronların yarısına sahiptir. Kas aktivitesinin kontrolünde korteks ile beraber serebellum ve bazal gangliyonlar önemli rol oynar Serebellum, bir hareketten diğerine hızlı ve düzgün geçiş, motor aktivitelerin zamanlaması ve dengenin düzenlenmesinde önemli rol oynar. |
Serebellum ve Bazal Gangliyonların yapıları, çekirdekleri, işleyiş mekanizmaları, birbirleri ve diğer yapılarla ilişkileri, işlevleri arasında ilişkiyi açıklayabileceksiniz. |
Sinir sisteminin yüksek fonksiyonları, retiküler formasyon fonksiyonları
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
70 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Motor ve duysal korteksle birlikte asosiyasyon alanları subkortikal yapılardan yoğun sinyaller alan ve bunları analiz eden bölgelerdir. Bunlar, paryeto-oksipito-temporal, prefrontal ve limbik asosiyasyon alanları olarak 3 bölgedir. Bu bölgelerin fonksiyonları arasında yer alan öğrenme, bellek, dikkat düşünce ve motivasyon yüksek fonksiyonlar arasında sayılmaktadır. |
Sinir sisteminin entelektüel fonksiyonları ile ilgili bilgi edinir |
Serebellum ve bazal çekirdeklerin motor işlevlerin düzenlenmesindeki rolü
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
70 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Serebellum, özellikle koşma, daktilo ile yazı yazma, piyano çalma ve konuşma gibi hızlı kas aktivitelerinde önemli bir rol oynar. Bazal gangliyonun birçok motor sistem üzerinde durdurucu etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Bu etkinin ortadan kalkması sistemin etkin hale geçmesiyle sonuçlanır. Bazal gangliyonun davranış belirleme fonksiyonu beynin birçok bölgesinden gelen iletilerle biçimlenir. |
Serebellum ve bazal çekirdeklerin motor işlevlerin düzenlenmesindeki çalışma mekanizmalarının kavranması. |
Nörogenez ve Plastisite, Yaşlanma fizyolojisi ve Alzheimer hastalığı
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Nörogenez, sinaptogenez ve miyelinizasyon fetal dönemde başlarken doğum sonrası da bir süre devam eder. Yetişkinlikte ise birkaç MSS bölümünde nörogenez ortaya çıkmaktadır. Yaşlanmayla ilgili değişiklikler, bellek, motor aktivite, duygu durum, uyku düzeni ve nöroendokrin işlevlerdeki beyinin yapısal ve işlevsel değişiminden kaynaklanmaktadır. Özellikle kortekste nöron ve miyelin kaybı ile dendritik dallanmalarda azalma ve sinaptik yapılarda bozulmalar ortaya çıkar. Beyinin erken ve hızlı yaşlanması olan Alzheimer hastalığı korteks, bazal nükleuslar ve hipokampus gibi MSS yapılarında amiloitpeptit birikimi ve intranöronal nörofibriler yumakların oluşumuyla karakterize nörodejeneratif bir durumdur. |
Yaşlanma ve demansla birlikte Alzheimer hastalığı'nın fizyopatolojik mekanizlalarını açıklar. |
Amin grubu nörotransmitterler, nöromodülatörler, nöropeptidler ve gaz nörotransmitterler
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Katekolaminler, tüm beyinin ve zihinsel durumun aktivitesinin sürekliliği ve uyanık kalması,bilinç, duygudurum, motivasyon, dikkat, hareket, kan basıncı gibi işlevlerle ilgilidir. Beyin sapındaki rafe nükleusta yer alan serotonerjik nöronlar MSS'nin birçok bölgesine projeksiyon yaparak, zihinsel uyanıklık yanında besin alımı, motor davranışlar, üreme işlevleri ve kişinin ruh halinin düzenlenmesi gibi işlevlerde rol oynar. Yüksek freaknslı uyarılara yanıt olarak salgılanan nöropeptitler metabotropik reseptörleri aracılığıyla uzun süreli postsinaptik etkiler meydana getirirler. Nitrik oksit lipofilik özelliğiyle atipik bir nörotransmitter olarak uzun sireli belleğin oluşması gibi fonksiyonlarda etkilidir. |
Farklı türlerdeki nörotransmitter ve nöromodülatörlerin sinyal iletim mekanizmalarını açıklar. |
Duyusal reseptörler ve bilginin işlenmesi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Canlılığı sürdürebilmenin yolu vücudun içinden ve dışından gelen bilgileri tanıyıp işleyebilmek ve bunlara karşı cevap oluşturabilme yeteneğine bağlıdır |
Duyu fizyolojisi, Algının oluşumu, Duyu reseptörleri, Bilginin işlenmesi ve Nöron havuzlarını öğrenir |
Serebellum ve bazal çekirdeklerin motor işlevlerin düzenlenmesindeki rolü
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Serebellum, özellikle koşma, daktilo ile yazı yazma, piyano çalma ve konuşma gibi hızlı kas aktivitelerinde önemli bir rol oynar. Bazal gangliyonun birçok motor sistem üzerinde durdurucu etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Bu etkinin ortadan kalkması sistemin etkin hale geçmesiyle sonuçlanır. Bazal gangliyonun davranış belirleme fonksiyonu beynin birçok bölgesinden gelen iletilerle biçimlenir. |
Serebellum ve bazal çekirdeklerin motor işlevlerin düzenlenmesindeki çalışma mekanizmalarının kavranması. |
Kimyasal sinapslar, asetil kolin ve reseptörleri
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
MSS'de az sayıda bulunan elektriksel sinapslardaki geçit bağlantılarla her yönde iyon geçişleri sağlanır. Kimyasal sinapslarda genellikle presinaptik uçtan salıverilen nörotransmitter molekülleri çoğunlukla postsinaptik uçta bulunan reseptörlerini aktive ederek sinyal iletimi oluşturur. Postsinaptik potansiyeller sinyali alan nöron veya efektör hücrede uyarılma ya da inhibisyona neden olur.Sinir sisteminin en önemli sinyal iletim molekülü olan asetilkolin, hem periferik hem de merkezi sinir sisteminde iyonotrofik reseptörleri olan nikotinik reseptörler ve metbotropik nitelikteki muskarinik reseptörler aracılı etkiler oluşturur. |
Sinaptik yapıları ve işlevleri tanımlar, kimyasal ve elektriksel sinapsları karşılaştırır. |
Öğrenme ve Bellek
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Doç. Dr. Zülfikare Işık Solak Görmüş |
Deneyim kazandığımız durumlara uygun yanıtlar vermemizi sağlarlar.
• Öğrenme yeni bilgi kaydedilmesi; bellek öğrenilen bilginin saklanmasıdır. Çevredeki değişikliklere adapte olabilmek için;
Öğrenme:
o Organizmanın çevreyle etkileşiminin bir sonucu olarak nöral
ve davranış mekanizmalarında meydana gelen göreli uzun
süreli davranış değişikliğidir.
o Çevreden gelen bilgiyi kazanma ve işlemleme
Bellek
o Bu bilgiyi tutabilme ve ihtiyaç duyulduğunda geri getirebilme
yeteneğidir.
• Kodlama
• Depolama
• Geri getirme |
Öğrenme ve Bellek mekanizmalarının kavranması, Öğrenme ve bellek tanımı. |
Somatik duyular, ağrı fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Somatik duyular tüm vücuttan gelen duysal bilgileri toplayan sinirsel mekanizmalardır. Ağrı ise gerçek veya potansiyel doku hasarına eşlik eden hoş olmayan, arzulanmayan duyusal veya duygusal deneyim ve yaşanmışlıktır. Ağrının esas amacı vücudu korumaktır. Hızlı ve yavaş olmak üzere iki tip ağrı vardır. |
Somatik duyular, termal duyular ağrı ve baş ağrısı fizyolojisi ve konu ile ilgili klinik sendromları öğrenir |
Sinir sisteminin yüksek fonksiyonları, retiküler formasyon fonksiyonları
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Dr. Öğr. Üy. Faik Özdengül |
Motor ve duysal korteksle birlikte asosiyasyon alanları subkortikal yapılardan yoğun sinyaller alan ve bunları analiz eden bölgelerdir. Bunlar, paryeto-oksipito-temporal, prefrontal ve limbik asosiyasyon alanları olarak 3 bölgedir. Bu bölgelerin fonksiyonları arasında yer alan öğrenme, bellek, dikkat düşünce ve motivasyon yüksek fonksiyonlar arasında sayılmaktadır. |
Sinir sisteminin entelektüel fonksiyonları ile ilgili bilgi edinir |
Görme fizyolojisi
|
2 |
Preklinik (Teorik) |
100 |
Prof. Dr. Selim Kutlu |
Objelerden gelen ışınlar göz tabakalarından kırılarak geçer ve retinaya düşer. Fotoreseptörlerden merkezi retinada (fovea) çok yoğun olan koniler renkli, periferik retinada daha fazla olan basiller ise siyah beyaz görmeden sorumludur. Fotoreseptörlere ışınların ulaşması, rodopsinin metabolize olması sonucu hiperpolarizasyona neden olarak sinyal döngüsünü başlatır. Fotoreseptörlerdeki elektrotonik ileti gangliyon hücrelerinde aksiyon potansiyeline dönüşür ve optik sinir aracığıyla talamusa ve sonrasında görme merkezine kadar iletilir. |
Başta fotoreseptörlerdeki sinyal oluşum mekanizmaları ve görmenin fizyolojik süreçlerini açıklar. |